Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

13/05/2020

Pandemi yasaklarına karşı ‘fake’ sivil itaatsizlik

Korona çağında Merkel diktatör, Trump özgürlük savaşçısı! Öyle, çünkü Merkel’in pandemi krizini demir yumrukla yönettiğini iddia eden gruplar sokaklarda yasaklara karşı protesto gösterileri yapıyor. Fiziksel mesafe için on binlerce kişiye polis müdahalesi de, diktatör Merkel’in yasal toplanma hakkına müdahalesi olarak yorumlanıyor.

ABD’de ise anayasal özgürlükler bahanesiyle, hem de silahlı göstericiler yasaklara isyan bayrağı açıyor, Trump da onları destekliyor. Bazı eyaletlerde evde kal uygulaması yapan valilere davalar açılıyor. Mesafe kurallarını uygulamaya çalışanlara silah bile sıkılıyor.

Yasaklara karşı sözde sivil itaatsizliğin motivasyonu ise tam bir çorba; kalkışmacılar arasında İsveç modeli savunucuları, aşı karşıtları, ırkçı aşırı sağcılar, sosyal medyadaki dezenformasyon rüzgarına kapılanlar, virüste Soros ve Gates parmağı gören komplo teorisyenleri, ne ararsan var…

İSVEÇ MİTOSU

Pandemi krizinde öyle bir İsveç mitosu doğdu ki, artık realiteyi anlatmanın imkanı kalmadı. Korona yasaklarına itiraz edenler için bir rüya ülkesi İsveç. Malum okullar, kafe-bar ve gece kulüpleri, dükkanlar açık, ekonomi işlemeye devam ediyor. Sadece risk gruplarının kendini izole etmesi, geri kalanların da sosyal mesafeye dikkat etmesi gerekiyor; bir mekanda 50’den fazla kişinin bir araya gelmesi yasak. Dünyanın büyük bölümü sıkı karantina altındayken gevşek seyir izleyen İsveç resmen açıklamasa da, Stockholm hükümetinin kontrollü sürü bağışıklığı uyguladığına dair yaygın bir inanç hakim.

ABD’de muhafazakar kesim ki, büyük çoğunluğu normal zamanlarda İsveç’in komünist olduğunu düşünür, yasaklara karşı İsveç modelini örnek gösteriyor. New York Times yazarı Thomas Friedman’a bakarsanız, bazı eyaletlerdeki yasak karşıtı kalkışmaları destekleyen Trump da aslında İsveç tipi sürü bağışıklığında karar kılmış bulunuyor, fakat bunu kimseye söylemiyor; hatta kendisine bile.

İsveç’in ABD Büyükelçisi Karin Ulrika Olofsdotter ise Amerikan medyasına açıklamasında “Bizimle ilgili çok yanlış bir algı var. Sürü bağışıklığı stratejisi uygulamıyoruz. İsveç’te esas olan güvendir” diyor; “Bazı yayın organlarına bakınca zannedersiniz ki, İsveçliler sabah akşam içip içip parti yapıyor. Yok böyle bir şey. Bu bir maraton ve henüz bitmiş de değil.” Elçinin dediği gibi İsveç’te kontrollü bir normal yaşam sürüyor, o kadar.

Stockholm'de Türk lokantasında iftar. Hammarby'nin futbolcularına İbrahimoviç de eşlik ediyor. Sosyal mesafe yok.

Kısa çalışma ödenekleri, işten çıkarmalar ve şirketlerin kredi borçlarıyla cebelleşen diğer Avrupa ülkelerinde de İsveç’e karşı bir haset hissediliyor.

Ama bu rüya konsepti gerçeği ne kadar yansıtıyor? Öncelikle İsveç, Kovid-19’dan muaf filan değil. Vaka sayısı 26 bini, ölümler de 3 bin 250’yi geçti. Ölenlerin çoğu 70 yaş üstü vatandaşlar. Her bir milyon nüfusa düşen vaka sayısı da dünya çapında üst sıralarda. Ayrıca ölüm oranı, diğer İskandinav komşularına göre daha yüksek.

İsveç bulaş hızını şu an için kontrol altında tutuyor. Stockholm’de halkın üçte birinin bağışıklık kazanmasıyla vaka sayısı usulca inişe geçiyor. Ancak yeni dalgalarda kontrol elden çıktığı takdirde sağlık sistemi bu yükü taşıyacak kapasitede değil. Her 100 bin kişiye düşen 5.8 yoğun bakım yatağıyla AB ortalamasının çok gerisinde. Korona krizi patlak vermeden önce bile, acil durumlar hariç hastaların yüzde 12’si cerrahi müdahale için dört ayı aşkın sürelerle beklemek zorunda kalıyordu.

Durum böyle ama İsveç mitosu sürüyor.

BAŞKALARINI ÖLDÜRME ÖZGÜRLÜĞÜ

ABD’de korona yasaklarına karşı Chicago ve Los Angeles’dan Sacramento’ya uzanan gösteriler, bir takım çıkar gruplarınca sosyal medya üzerinden örgütleniyor. Bu gruplar arasında da, silah aktivistleri, aşı karşıtları ve bazı işletme sahipleri başta geliyor. Anayasal hak ve özgürlükler bahanesiyle, evde izolasyondan sokakta maskeye bütün önlemlerin kaldırılmasını istiyorlar. Önlemleri hatırlatanları da vurabiliyorlar.

Yani şu ölümcül pandemi ortamında onların bireysel özgürlükleri adına başkalarının virüse kurban gitmesinde bir beis bulunmuyor; hatta o özgürlüklerin yoluna çıkanları etkisiz hale getirme hakları da bulunuyor.

Chicago'da korona yasaklarına karşı özgürlük gösterisi.

Michigan’da silahlı ve askeri donanımlı yüzlerce protestocu özgürlük talebiyle başkent Lansing’de eyalet meclisini basıyor. Demokrat Vali Gretchen Whitmer, sokağa çıkma kısıtının 28 Mayıs’a kadar uzatıldığını açıklayınca, silahlı göstericilere Trump’tan destek geliyor; “Vali bu ateşi söndürmeli. Onlar çok iyi insanlar ama öfkeliler. Hayatlarını geri istiyorlar. Konuşup anlaşmaya varmak gerek” diye tweet atıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp