Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

03/05/2020

Sağlık çalışanlarına psikolojik destek zamanı

Kapı komşum Naile doktor. Geçen gün hastaneden eve dönüşünde elmalı turta pişirmiş. Bana da bir tabak verdi. “Aklına yalnış bir şey gelmesin“ dedi verirken. Ne gelebilirdi ki aklıma? Sonra düştü. Geldiği yer pandemi hastanesiydi.

Benim aklıma gelmeyen başkalarının aklına geliyor. Mesela Japonların. Özellikle kadın sağlık çalışanlarına yönelik yaygın taciz haberleri geliyor. Hastalık paniği yüzünden hemşirelere kitlesel "korona mobbing” uygulanıyormuş. “Ne diye eve geliyorsun, hastanene git buralara virüs bulaştırma” diye çemkiren komşular, anaokullarında hemşire çocuklarını istemeyen veliler ve daha sayısız örnek. Bazı hemşireler anaokulundan uzaklaştırılan çocuklarına bakabilmek için işini bırakmak zorunda kalmış, hemşire kadrolarının darlığına rağmen.

Histeri ve taciz öyle ayyuka çıkmış ki, hükümet “Sağlık çalışanlarının çocuklarına yönelik önyargı ve ayrımcılık kabul edilemez, buna kesinlikle izin verilmemelidir” diye uyarıda bulundu. Tokyo’nun kadın valisi Yuriko Koike “Bu durum insan hakları açısından utanç vericidir” diyerek kınadı. Japon Kızılhaçı’na göre de “Kovid-19, sağlık çalışanları ile hastalara yönelik korku ve düşmanlık epidemisini tetikledi.”

Tokyo Valisi Yoriko Koike, kamu düzeni sorumluluğunun yanı sıra kadın ve çocuklara yönelik ayrımcılıkla da mücadele ediyor.

Japonya’da yaşanan ekstrem bir örnek. Ancak aylardır 12 saati aşan uykusuz vardiyalarla Kovid-19’la göğüs göğüse çarpışmaktan bitap düşen sağlık çalışanlarına psikolojik destek gerektiği artık ortada.

Koronavirüsün ilk çıkış noktası olan Wuhan ile Çin’in diğer birkaç bölgesinde yapılan araştırmaya göre ön cephedeki sağlıkçılar, ruh sağlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Çalışma, 34 hastane ve klinikte Kovid-19 hastalarının teşhis, tedavi ve bakımından sorumlu 1257 kişi incelenerek yapılmış. Özellikle Wuhan’da başta hemşireler olmak üzere kadın sağlık çalışanları arasında yüksek oranda depresyon, anksiyete, uykusuzluk ve stres semptomlarına rastlanmış. Bu nedenle de psikolojik destek gerektiği vurgulanıyor çalışmada.

KADIN DOKTORUN TRAJEDİSİ

Koronavirüs vakalarıyla sıfır mesafede çalışan sağlıkçılar çok büyük risk altında. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsten etkilenen sağlık çalışanı sayısını 7 bin 428 olarak açıkladı; “Yani 1 milyon çalışanımız içinde 7 bin 428 kişi enfekte, ortalama vakalarımız içindeki oranı yüzre 6.5’e yakın” dedi.

Ancak mesele bedensel sağlıkla bitmiyor, psikolojik destek olmadığı takdirde, alkışladığımız sağlıkçıların cansiperane çabası onların tradejisiyle sonuçlanabiliyor. İşte New York’taki örnek vaka…

ABD’de yaklaşık 300 bin vaka ve 23 bin ölümle salgının merkezi olan New York’ta bir hastanenin acil servis şefi olarak görev yapıyordu 49 yaşındaki Dr. Lorna Breen; önce beden sağlığını, sonra ruh sağlığını kaybetti ve yaşamına son verdi. Ailesinin anlattığına göre “Acile gelen hastalar daha ambulanstan indirilmeden ölüyor” diye yakınıyor, art arda gelen ölümlerle artık savaşamadığı için kuvvet ve direncini kaybediyordu. Kendisi de Kovid-19’a yakalanmış, bir haftada iyileşerek yeniden işinin başına dönmüştü.

Acil tıp doktoru Lorna Breen, ABD'de Kovid-19'a yakalanan 9 bini aşkın sağlık çalışanından sadece biriydi.

Ancak görev yaptığı NewYork-Presbyterian Allen Hastanesi yönetimi iyice dinlenmesi için eve yollamıştı. Lorna Breen, Virginia’da kız kardeşinin evine yerleşti ve geçen hafta orada hayatını noktaladı. Doktor olan babası Philip Breen, New York Times’a açıklamasında “İşini yapmaya çalıştı, fakat bu iş onu öldürdü. O bir kahramandır. O da herkes gibi bu virüsün kayıpları arasındadır” diyor. Babası emin, bu pandemi öncesi kızının hiçbir ruhsal problemi olmamış.

Kız kardeşi Jennifer Feist ise Lorna Breen’in akla hayale sığmayacak korkunç şartlar altında, 12 saati aşan vardiyalarla adeta Armageddon ortamında çalıştığını belirterek, “Kovid-19’a yakalanması onun beynini etkiledi” iddiasında bulunuyor, çalışma koşulları ve hastalık yüzünden ölüme sürüklendiğini anlatıyor. “İşi hayat kurtarmaktı, ancak hastalara yardımcı olamadığı için acı çekiyordu” diye ekliyor.

ABD’deki istatistiklere göre hekimler arasındaki intihar oranı ulusal ortalamanın iki katı. Ve kadınlar daha büyük bir risk grubu. Bu konuda uzman acil servis doktoru Loice Swisher, meslekteki çıkmazı Washington Post’a anlatmış: “Bu zorlu şartlar altında korkarım başka vakalar da olacaktır. Acil servis hekimlerini her daim güçlü, sağlam ve yetkin gören bir kültür hakim. Ruhsal problemi olan hiçbir hekim, yardım için meslektaşlarına başvurmaz, çünkü zayıf halka olmak istemez. İşinin ehli gibi görünmediğin an dışlanırsın.”

Doktorun anlattığı bir kuruntu değil. Acil tıp doktorlarının profesyonel kuruluşu ACEP’in başkanı Willian Jaquis, hastanelerin acil hekimlerinin geçmişinde depresyon olup olmadığını incelediğini söylüyor; “Damga yemeden depresyon tedavisi görebilmeliyiz. Ruhsal hastalık geçirmemiz risk oluşturmaz. İntihar eden ‘mutlu’ doktorlar da var” diyor.

Belki Dr. Lorna Breen de zayıf halka gibi görünmemek için ruhsal sorunlarını açığa vurmamıştı…

YORUMLAR Yorum kurallarını okumak için tıklayınız! GÖNDER YAZARIN DİĞER YAZILARI Hava köprüsüyle turist getirmek Yayın Tarihi: 30/04/20 16:08 65 yaş üstüne yasak mahkemelik Yayın Tarihi: 28/04/20 16:44 “Maskeyi zorunlu yapmayın, yoksullara da kalsın” Yayın Tarihi: 25/04/20 17:05 Koronadan en yüksek ölüm oranı Belçika’da - peki neden Yayın Tarihi: 23/04/20 16:40 Sokağa çıkmadan serçeleri dinlemek Yayın Tarihi: 20/04/20 16:46 YAZARIN TÜM YAZILARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp