Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

01/08/2020

Kadın düşmanlarına inat renkli fotoğraflar

Kadın düşmanlığı kadınlar arasında da var. İşte Gupse Özay’ı Barış Arduç’a yakıştıramayan hemcinsleri. Çift Çeşme‘de evleniyor, nikah sonrası fotoğrafları gayet hoş, neşeli, kıyafetlerle birlikte estetik şahane. Mutluluk bulaştıran fotoğraflar.

Fakat sosyal medyada bir takım habis varlıklar, gelinin tipine ve (kendilerince) gelinliksizliğine takıp Barış Arduç’un peşini bırakması gerektiğine kadar vardırıyorlar saldırıyı. Daha nazik davrananlar Barış’ı bulduğu için çok şanslı olduğunu söylemekle yetiniyor ama aynı kapıya çıkıyor. Eril dil de eksik değil, kendi bilinçaltı güdülerini ele vererek Barış Arduç‘un daha genç ve güzel birini bulacağına dair kötücül kehanetlerde bulunuyorlar.

Gupse Özay’a hakaret edenlerin çoğunun yine kadınlar olmasını üzücü bulanlar çıkıyor tabii. Bir nevi kadının kadına psikolojik şiddeti. Dayatılmış ve kadınların da esir düştüğü tek tip güzellik algısı yine sahnede. Gupse Özay’ı çirkin bulanlara karşı “Barış Arduç belki de kalbini sevmiştir… Herşeyin fizik olmadığını gösterdi“ yorumları mı? Onlar da yine kadından yana görünüp erkeği üstünleyen şoven dilin tezahürleri. Bu güruh karşısında geniş bir topluluk “Gupse Özay zeki, çekici, başarılı ve komik bir kadındır. Esas Barış Arduç çok şanslı“ diyerek noktayı koyuyor.

— Daisy Sanchez (@ladaisysanchez) July 25, 2020

Siyah-beyaz hareket Pınar Gültekin’in katli sonrası kadına şiddete tepki olarak başlayıp dünyaya mı yayıldı; yoksa ABD Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’e bir erkek meslektaşının savurduğu cinsiyetçi küfür üzerine Brezilyalı gazeteci Ana Paula Padrao marifetiyle Türkiye’deki içerikten bağımsız olarak mı başlatıldı, orası tartışmalı ve mesele Amerika’ya kadar da uzandı. Elle dergisinin haberinde ayrıntıları var. Ancak 4 milyonu aşkın paylaşımla bir kadın dayanışmasının sergilendiği kesin. Ne kadar işe yarıyor, orası da ayrı bir tartışma konusu.

#MedBikini dalgası ise sözde bilimsel bir araştırmayla başlıyor. Yedi bilim insanı, aralarında bir kadın da var, kalp damar cerrahisi pratisyen hekimlerinin sosyal medya paylaşımlarında meslek etiğiyle uyuşmayan içeriği araştırıyor, sonra da “Journal of Vascular Surgery” dergisinde yayınlıyorlar. Araştırma aslında geçen yıl aralık ayında internete girmiş, ancak derginin bu ağustos sayısında yayına alınması yüzünden fırtına kopuyor. Çünkü araştırmacılara göre bu pratisyen hekimler iç çamaşırları, provokatif Halloween kostümleri, bikinili/mayolu ve ellerinde içki kadehleriyle “uygunsuz” fotoğraflarını paylaştıkları gibi argo konuşmaları, bireysel silahlanma ve kürtaj gibi sosyal-siyasal tartışmalı konulardaki fikir beyanlarıyla gayrı profesyonel davranıyorlar. Araştırmacılardan üç erkek, fake hesaplarla 480 hekimi takibe alıp, yarısının etik dışı faaliyette bulunduğuna karar veriyor.

Bunlar özel hayata girmesine karşın eleştiri konusu olabilir, ancak bilimsel araştırma konusu olmadığı kesin. Genç cerrahların “etik dışı davranışlarının” mesleğin kıdemli büyükleriyle hastaları ve mevcut/müstakbel işverenleri tarafından görülebileceği uyarısında bulunup ayar vermek, bilimsel bir eserin sınırlarını aşıyor. Bu “eserin” hekimlerin zor günler geçirdiği ve stres atmaya ihtiyaç duyduğu pandemi günlerine denk gelmesi de tuzu biberi oluyor. “Doktorlar evde, tatilde ameliyat önlüğü ve neşterle mi dolaşmalı” şeklinde alaya alanlar da çıkıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp