Top
Ali Esad Göksel

Ali Esad Göksel

aliesadgoksel@htgazete.com.tr

25/10/2019

Tapınak açıldı

 

        Baştan söylemiş de olayım:

        Bu bir “rhetoric” niyetine...

        “Konya Durak Taifesi” var ya:

        Kızmayalar: Ne olur, ne olmaz!

 

        Muradım da şudur:

        Antik Çağdan beri...

        “Şehir Nizamı” şudur:

        İki başrol oyuncusu...

 

        Merkez’e yerleşmişlerdir.

        “Dünya” ve “Öte Dünya”

        Bu müesses proje şablonu:

        Yüzyıllar boyu değişmedi...

 

        İrili ufaklı örnek çok.

        Ama ana fikir aynıdır:

        Bir “Saray” yer alır.

        İki “Tapınak” bulunur.

 

        “Mimarlık” okumak şart değil.

        Baktığını görme niyeti vaki ise:

        “Aktörler jeopolitik mevzidedir:

        Dirsekleri de birbirine dokunur.”

 

        Bu halen sürmede midir?

        Evet ama: Emin değilim!  

        Bir “çözülme vakti” çattı gibi:

        Son on yılın vukuatı bu yönde!  

 

        Nasıl mı? Nerede mi?

        Tez elden arz edelim...

        Malumun ilanı olacak:

        Eski Kıta ve ABD‘ye bakalım.

 

        Nerede ise gün geçmiyor ki:

        Yeni bir müze açılmasın...

        Önemli mimarlar sahnede:

        Müellifler de sergi kalemi!

 

        Bu fasıl ilk nerede açıldı?

        Yanıtta mutabakat tamdır:

        Hiç kuşkusuz İspanya ‘da...

        Bilbao yeni tarikatın merkezi.

 

        Bizim Kocaeli benzeri bir kent iken.

        Bilbao kılık değiştirmeye niyetlendi.

        Osmanlılar boşuna dememişler:

        Aslolan niyettir! Gerisi geliverir...

 

        Bilbao aradı taradı:

       Gehry’de karar kıldı.

        Tarikat Lideri döktürdü:

        Bilbao “sınıf “ atlamıştı!

 

        Varlıklı ve monoton sanayi şehri:

        Kılık değil kulvar da değiştirmişti.

        Milyonlarca meraklı tavafa geldi:

        Bilbao şaşkın, küresel müritler ayinde idiler!

 

        KENTSEL DÖNÜŞÜM

 

         Son on yıldır izdiham gani.

         Öyle kuyruk falan da değil.

         Bayram arifesi Tahtakale!

         Hiç gördünüz mü? Görün.

 

         Müze önleri artık böyle.

         Londra, Paris, New York...

         Modern Sanat Müzeleri...

         En gözde ve moda adresler.

 

         Ve kaçınılmaz son da şu:

         Giderek büyümedeler...

         Nerede ise on yılda bir:

         “Yeni bir ek gerekiyor.”

 

         Henüz mutabıkız:

         Tartışma yok!

         Ama ufuktadır:

         “Nereye kadar?”

New York Moma, "Yeniden. Merhaba" 

         New York, “Moma”

         İnşa halinde idi:

         Geçen hafta açıldı.

         Dev bir bina oldu.

 

         Bu kez de sakin tercihler:

         “DSR ve Gensler Ofisleri”.

         Bilinen “teknik” ofisler.

         Hedeflenen şu gibidir:

 

         Ne yapıldı, görmeyesiniz.

         Naçizane fikrim şöyledir:

         Çok başarılılar: Saçak hariç!

         O “dev çelik saçak“ bir şiir!

Moma yeni çelik saçak...

         Bir de “içli dışlı”komşuları var:

         Fransız, Mimar, ”Jean Nouvel“

         Müze deneyimi bile mevcut.

         Hatta yüksekçe: Kırk yıldır...

 

         Paris’te “Arab Enstitüsü“ var.

         Nouvel yapmış idiMercekler.

         Cepheye yerleşmiş: Tezyini!

         Ve işlevsel: Güneş kırmadalar.

 

         “Moma” Nouvel’e de taşmış.

         Hem de “üç kat“ hacminde:

         Fransız’ın binasına yerleşmiş.

         Tarafların mesut olduğu bir aşk.

Moma avlu...

 

         Moma Ek Mimari Projesi nasıl seçildi.

         Henüz dedikodusu ortada değil. Ama:

         An itibari ile şu net: “ Çok tutarlılar!”

         Guggenheim’vari bir vukuatları yok.

 

         1939’dan beri sakin işler yapmadalar.

         Beşinci Cadde‘den  yürümedeler...

         Altıncı Cadde’ye ramak kaldı: Az durun!

         Tahminim “2030” senesi: ”En Garde.”

Moma'dan önce caddedeki binalar...

    

        Malum “Kentsel Dönüşüm” var ya :

         Zorda inşaatçılarımıza “ekmek kapısı”.

         Burada da işe yaramada: Çare Kapısı.

         Zamane Tapınakları’na arsa lazım da!

 

         Tapınak Moma yönetimi çok memnun.

         Bakın oldukça temkinli tahminleri var:

         İkibinyirmi yılı ziyaretçi sayısı ne olacak?

         Üçmilyonaltıyüzbin kişi beklemedeler!

 

         Nasıl? “Nefes kesici” değil mi?

         Şimdi sıkı durunuz: Bir sorum var.

         Bu sayı ayda 300.000 ziyaretçi eder.

         Bir gün başına ise on bin kişi düşüyor.

 

         Hele az beri gelin ...

         Hele bana da deyin...

         Hangi coğrafyada, hangi dinin, hangi tapınağına bu kadar insan gitmede?

Moma ilk bina...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları