Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

29/09/2022

Seçim kazanmaya odaklı ekonomi modeli

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada aynı ekonomik politikalar her ülkede aynı neticeleri doğurmayabileceğini, bir ülke ekonomisinin büyümesini artıran politikanın başka ülkede enflasyonist baskılara neden olabileceğini söyledi.

Yabancı ekonomist ve katılımcıların yoğunlukta olduğu zirvede Nureddin Nebati ekonomi yönetimi olarak politika ve strateji belirlerken “Türkiye ekonomisini küresel ekonomik çalkantılardan nasıl koruyacağız? Ekonominin güçlü bir büyüme ile devam etmesini nasıl sağlarız? Vatandaşımızın refah kaybını ekonomik dengeleri bozmadan aşmayı nasıl sağlarız?” sorularına cevap aradıklarını söyledi.

NEBATİ: DURGUNLUĞU ÖNLEDİK

Nureddin Nebati konuşmasını söyle sürdürdü:

➔“Modelimizin temel amaçlarından biri cari işlemler açığı sorununu kalıcı olarak çözmektir. Rusya-Ukrayna savaşı enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarında gerçekleşen dramatik artışlar cari dengemizde bir miktar bozulmaya yol açmıştır. Fakat bunun geçici olduğuna inanıyoruz.

-Ekonomimizde halihazırda en önemli sorun enflasyondur. Enerji ve diğer emtia fiyatlarındaki hızlı yükselişler, lojistik fiyatlarındaki artışlar, gıda fiyatlarındaki yükselişler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de enflasyonun temel nedenini oluşturmaktadır. Bununla birlikte döviz kurumdaki artış da enflasyon üzerinde etkili olmuştur.

Eğer yeni ekonomi politikamızı gündeme almasaydık bugün enflasyon sorununun yanında bir durgunlukla karşı karşıya kalacaktık. Enflasyon arz ve maliyet kaynaklıdır. Talebin etkisi sınırlı düzeydedir. Biz tercihimizi üretimden, yatırımdan, istihdamdan yana yaptık. Bu tercihlerimiz nedeniyle içeriden eleştirilere maruz kaldık.”

➔Nureddin Nebati’nin açıklamaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz söylemi ve seçim ekonomisiyle de uyumlu görünüyor.

“FAİZ DÜŞMANIM”

➔Cumhurbaşkanı Erdoğan bir televizyon programında soruları yanıtlarken “Para Politikası Kurulu faizi yüzde 12’ye indirdi. Temennim odur ki bundan sonraki toplantısında bunu biraz daha indirmek suretiyle faizimizi tek haneli rakama düşürmeliyiz” dedi.

➔Erdoğan, Türk Lirası’nın değer kaybetmesine dair bir soruya ise şöyle yanıt verdi: “Biz yavaş yavaş paramıza değer kazandırmanın gayreti içinde olacağız. Neyle? Faizi düşürmek suretiyle. Yatırımcı daha ucuz krediyle daha fazla yatırım yapabilecek. Faiz artarsa yatırımcı finans sektörüne çalışıyor. Soygun orada. Biz o soygunu engelliyoruz.”

➔Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyonla ilgili bir soruya “Bir defa ben enflasyondan önce faize bakıyorum. Şu an faiz yüzde 12'ye indi. Bundan sonra yukarı çıkma yok, daha da aşağı inecek. Bu, enflasyonu da indirecek” cevabını verdi.

➔Cumhurbaşkanı Erdoğan TESK’in genel kurulunda yaptığı konuşmada da faiz konusundaki söylemini şu sözlerle sürdürdü: “En büyük düşmanım faizdir. Şu anda faizi 12'ye kadar düşürdük. Yeter mi, yetmez. Bunun daha da inmesi lazım. Merkez Bankamızla bunları konuştuk, konuşuyoruz. Önümüzdeki PPK toplantılarında bunların daha da indirilmesini telkin ediyoruz. Enflasyonun düşük faizle yılbaşından sonra düşeceğine inanıyorum.

FAİZDE TEK HANE HEDEFİ

➔Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından söz dinleyen Merkez Bankası olarak önümüzdeki 3 toplantıda faizi birer puan düşürerek yüzde 9’a indireceğini anlıyoruz. Daha önce birkaç kez yazdığımız gibi, iktidar seçime tek haneli faizle girmek istiyor.

➔Zaten Cumhurbaşkanı da enflasyondan önce faize baktığını söylüyor. Faizi düşürmek suretiyle enflasyonu düşüreceğini savunan bir görüşe uygun söylem.

➔Önümüzdeki aylarda baz etkisinden kaynaklı enflasyonda kayda değer düşüşler bekleniyor. İşte faiz indirimleri, enflasyon düşüşe başlayana kadar tamamlanmak isteniyor.

➔Bu durumda seçim öncesinde “Faizi nasıl tek haneye düşürdüysek, şimdi sıra enflasyonda. Şu anda zaten düşüyor ama seçim sonrası enflasyonu tek haneli rakamlara yine biz indireceğiz” deme fırsatı veriyor.

ENFLASYON DÜŞÜŞÜ

➔Ancak enflasyon, arz ve talepte oluşan dengesizlikler sonucu ortaya çıkıyor. Sorunun çözümü yine arz ve talep dengesizliğini gidermekten geçiyor.

➔Arzı artırmak öyle kolay değil, üretimin artışı zaman alıyor. Düşük faizi mevduat sahibi hariç herkes ister. Ama girişimcilerin asıl istediği düşük faizle birlikte faizin istikrarıdır, yani paranın istikrarlı seyri.

➔Bir de talebi azaltmak gerekiyor. Bu da sıkı para politikasını, kemer sıkmayı, tüm dünya merkez bankalarının yaptığı gibi faizi artırmayı gerektirecek.

Dünyada hiçbir enflasyon acı ilaç içmeden, kemer sıkmadan, ekonomide yavaşlama veya resesyona girmeden önlenemedi. Bizde de 2004’teki tek haneye düşüşün bedeli 2001 krizi ve yıllarca uygulanan yüksek faizle ödendi.

SEÇİM SONRASI İÇİN ÇIKARIM

➔Buradan da seçim sonrasına yönelik bir çıkarım yapabiliriz. 2023 seçimi sonrasında iktidar devam ederse ekonomi durgunluğa girmesin diye enflasyonla radikal bir mücadeleye girilmeyecek.

➔Çünkü bu seçim öncesinde enflasyon bırakıldı, büyümenin azami olması hedeflendi. Bu nedenle Bakan Nebati diyor ki “büyümeyi öncelemeseydik enflasyon sorunuyla bir de durgunluk sorunu ile karşı karşıya kalacaktık.”

➔2024 yılı mart ayında da yerel seçimler yapılacak. Genel seçimlerden 9-10 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde aynı strateji, sonuç da alındığından dolayı, izlenmek istenebilir. Bu da benzer politikaların seçim sonrasında sürmesi anlamına gelir.

➔Zaten enflasyonda öyle yüksek düzeylere çıktık ki, baz etkisiyle başlayacak düşüş bizi bir yıl kadar idare edebilir. Alaattin Aktaş bu yılın her ayında yüzde 2.78, gelecek yılın her ayında yüzde 1.78 gerçekleşme üzerinden yıllık enflasyonun yüzde 25’e ineceğini buldu. Böyle bir seyir zaten enflasyon söyleminde iktidarı kurtarabilir.

DIŞ KAYNAK AKIŞINA BAĞLI

➔Ancak bu durumun gerçekleşmesi kamu zamlarında ile döviz kurlarında olağanüstü artışlar meydana gelmesine ve dışarıdan kaynak akışına bağlı. Kamu kesimi bu nedenle döviz rezervlerini sürekli güçlendirecek kararlar alıyor.

➔Çünkü cari açık büyürken faiz indirmek kolay değil. Döviz kurunun çığırından çıkmasını önlemek için döviz satmak gerekiyor. Bu yıl satılan döviz tutarının da 70 milyar doları geçtiği hesaplanıyor.

➔Ayrıca TL mevduatların dövize kaçmaması için Kur Korumalı Mevduat uygulamaya konuldu ve şimdiye kadar yaklaşık 150 milyar lira civarında kur farkı ödemesi yapıldı. Bu da faizi düşük tutmanın bir bedeli olarak alınmalı.

TÜRKİYE MODELİ

➔Ekonomide literatüre uygun bir model uygulanmıyor. Heterojen denilen seçimleri almaya yönelik popülist bir politika uygulanıyor.

➔Başarılı olursa elbette literatürde yerini alır, Türkiye Modeli olarak başka ülkeler tarafından uygulanmak istenir. Ama öncelikle kendini kanıtlaması lazım.

➔Bugünkü uygulamaların, seçimin kazanılması halinde, sonrasında da sürdürülmek istendiğini çıkartıyorum. Çünkü tüm model seçimi kazanma üzerine kurulu ve 9 ay sonra ikinci seçim yapılacak.

➔Ekonomi ise gittiği kadar gider, gidemediği yerde ameliyat masasına yatırılır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp