Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

22/01/2020

Trump’ın istediği Türkiye’nin ekmeğine yağ sürer

Davos toplantılarına katılan ABD Başkanı Donald Trump, merkez bankası FED’in faizleri çok yavaş düşürdüğünü açıkladı. Trump Dünya Ekonomik Forumu'nda Çin ile ikinci aşama ticaret anlaşmasına ilişkin müzakerelerin çok kısa sürede başlayacağını da söyledi.

TİCARET GERGİNLİĞİNDEN KURTULUŞ YOK

-Başkan Trump’ın açıklamalarından ABD-Çin arasındaki ikinci ticari anlaşmanın yapılmak istendiğini öğreniyoruz. En azından görüşmeler kısa sürede başlayacak. -Artık anlaşmayla mı biter ya da daha büyük bir gerilimi mi tetikler bilinmez. Ama ticaret görüşmelerinin ve gerginliklerin daha uzun süreyle küresel piyasaları etkisi alacağı hesaba katılmalı.

-Çünkü şimdiye kadar anlaşmaya varılan konular işin en kolay kısmıydı. Teknoloji ve fikri sanayi hakları gibi zor ve daha muğlak konular sonraya bırakıldı. Uzun süreceği tahmininin bir nedeni bu. Belki de bir anlaşmaya varılamayacak, görüşmeler uzayıp gidecek.

2. FAZ GÖRÜŞMELER NEDEN UZAR?

-Görüşmelerin uzamasının başka bir nedeni de, bu yıl ABD’de seçimlerin yapılacak olmasıdır. Seçim kampanyası sırasında kim ne kadar zaman ayıracak da, bu zor görüşmeleri sürdürecek.

-Bu nedenle kısa bir sürede başlasa bile, anlaşma seçim sonrasına kalabilir. Hem Çin tarafından kopartılacak ödünlerin artık iyice azalmasından, hem de bunun seçim öncesi seçmene satışının zorluğundan  dolayı. 

- ABD-Çin arasındaki ticaret gerilimine ilk faz anlaşmasıyla ara verilmişti. Ancak ikinci fazın açılmasıyla belirsizlik de bir ölçüde kaldığı yerden devam edecek.

-Bunun yanında ticaret görüşmelerinin üçüncü fazının olmayacağını Trump’ın dünkü açıklamalarından öğrendik.

FAİZ DÜŞERSE DOLARA NE OLUR?

-Yine Trump dünkü konuşmasında FED’e sataşmadan duramadı. Bir yandan ABD ekonomisini överken diğer yandan FED’in “faizleri çok yavaş düşürdüğünü” iddia etti.

-İşler bu kadar iyiyse FED neden faiz düşürsün ki? Böyle çelişkili bir konuyu Dünya Ekonomik Forumu’nda gündeme getirmesinin de ayrı bir önemi var.

-Çünkü düşük faiz doların da düşük değerlenmesi anlamına gelir. Yani Trump dün bir kez daha değerli dolardan yana olmadığını vurgulamış oldu.

RİSK İŞTAHINI YÜKSELTİR

-Doların değerinin artmayacağı bir ortam ise gelişmekte olan ülkelere ve Türkiye’ye yarar. En başta küresel risk iştahını destekler.

-Dolarla fiyatlanan ne varsa fiyatı, doların değer kaybı kadar düşer. Gelişmekte olan ülkelere sermaye akımları güçlenir. Bu ülkelerin para birimleri değerlenir.

EN ÇOK DA TÜRKİYE’YE YARAR

-Özelinde Türkiye ise ithalatını ağırlıklı dolarla yapıyor, Euro ile ihraç ediyor. Dış borcunun daha büyük kısmı yine dolar üzerinden. Yani doların değer kaybı hem ithalat faturasını azaltıcı, ihracat tutarını artırıcı özelliğinden dolayı dış açığı düşürücü,  hem de dış borç ödemelerinde servis yükünü azaltıcı etki yapar. Türkiye’ye net bir şekilde pozitif yansır.

TRUMP PİYASALARA YARIYOR

-Trump başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yaptıklarıyla açıklamalarıyla küresel piyasaların bir numaralı yönlendiricisi oldu. Bu yönlendirme zaman zaman pozitif veya negatif yönlü gerçekleşti. Küresel piyasalarda son üç yılın ana risk kaynaklarından biri Trump’ın bizzat kendisiydi.

-Ancak ticari hafızasının sayesinde olacak ki, piyasalara zarar verdiğinde toparlama yoluna da gidebiliyor. Bu anlamda Trump’ın küresel piyasalara kötülüğünden daha çok net bazda iyiliği oldu, denilebilir.

-Trump’ın seçimi kazandığı Kasım 2016’dan bu yana geçen yaklaşık üç yılda doların değerinin yüzde 5 düşmesi, faiz oranlarının dalgalanmasına rağmen sonuçta yatay seyretmesi, borsaların da yüzde 43 değerlenmesi bundan olsa gerek.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp