Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

16/10/2019

İşsizlikte 10 yıl önceye göre en büyük fark nerede?

Ekonomi üç çeyrektir daraldı. Geçen yılın son çeyreğinde başlayan daralmanın ortalaması yüzde 2.2’ye geliyor. Geçmiş dönemlere göre sınırlı, hatta yumuşak bir daralma diye tanımlanabilir.

Çünkü 2009 daralması yüzde 4.7, 2001 daralması da yüzde 5.7’yi bulmuştu. Daralma 1999’da yüzde 3.4, 1994’te de yüzde 5.5 olmuştu.

-GSYH’daki daralmaların işsizliği artırdığı bir gerçek. Ancak 90’lı yıllarda işsizlik yüzde 5-7 arası bir bantta ve tek haneli rakamlardaydı. 2001 kriziyle ilk kez çift haneyi gördü ve 2002 yılında yüzde 10.5’e yükseldi. 2009 krizinde ise en yüksek yüzde 13.9’la rekor kırdı.

AZ DARALMA ÇOK İŞSİZLİK

-Son üç çeyreğin daralması daha küçük oranlarda kalmasına karşılık yarattığı işsizlik ise hepsinden büyük. Dün açıklanan Temmuz ayı işgücü verilerine göre işsizlik oranı yüzde 14.3’e, tarım dışı işsizlik yüzde 16.7’ye ve 15-24 yaş arası genç nüfustaki işsizlik de yüzde 27.3’e çıktı.

-Bitişikte hem Temmuz 2019’un hem de küresel kriz sırasındaki en yüksek işsizlik oranının gerçekleştiği Nisan 2009’un verileri yer alıyor. Ekonomideki daralma tam olarak 2009 yılının yarısı düzeyinde ama işgücündeki bozulma ondan daha yüksek.

-Çünkü işsizlik oranı 0.4 puan ve genç nüfustaki işsizlik de 2.3 puan daha yüksek. Son bir yılda 728 bin istihdam azalması oldu. İşsiz sayısı 3.6 milyondan 4.7 milyona çıktı. İşsizlerdeki sayısal artış 1 milyon 82 bini buluyor. Bu da son bir yılda işsizlik sayısının üçte bir düzeyinde arttığını gösteriyor.

İŞSİZLERE VE GENÇLERE ÇIKAN FATURA

-Buradan hareketle yaşanan ekonomik zorluğun asıl faturasının işini kaybedenlere çıktığı söylenebilir. Öyle ki işsiz sayısı 10 yıl önceki rekor düzeye göre 1.4 milyon daha fazla, oran olarak da 0.4 puan yüksek.

-Fatura işsizlere ama işsizlerin de en çok genç kesimine çıktı. Genç işsizliğindeki oran Nisan 2009’da yüzde 25’e kadar çıkmıştı. Temmuz 2019’da ise yüzde 27.3’le 10 yıl önceki tepenin 2.3 puan daha üstüne yükseldi. Burada da üniversitelerin yaygınlaşmasına karşılık eğitim düzeyinin düşmesi rol oynamış olabilir.

DIŞARIDAN İŞGÜCÜ İTHAL ETTİK

-Her yıl 1 milyona yakın istihdam artışı sağlanırken son yıldaki gerileme ekonominin daralmasından ve özel sektör şirketlerinin borç krizine girmesinden kaynaklanıyor.

-Şirketler henüz borç krizini aşabilmiş değil. Borç yeniden yapılandırmaları sürüyor. Son olarak 25 milyon lira üstünde borcu olanların yapılandırması düzenlendi.

-Daha düşük daralma ortamında daha yüksek işsizliğin oluşmasına başka nedenler de gösterilebilir. Ancak en başat nedenin son 10 yılda yaşanan yoğun dış göç olduğunu tahmin ediyorum.

-Suriye’den 3.6 milyon kişinin Türkiye’ye göç etmesi ve çalışma hayatına dahil olması işgücü arzını artırdı. Türk işverenler de maliyetin düşük olmasından dolayı Suriyeli çalıştırmayı tercih etti.

-Sadece Suriyeliler değil, Orta Asya Türk cumhuriyetlerinden, Afganistan’dan, Bangladeş’ten, Pakistan’dan, İran’dan, Irak’tan da hatırı sayılır geçici göç aldık. Suriye’den göçlerle birlikte 5 milyonun üzerinde insan geldi ülkemize. Bunların kısmı da işgücü piyasasına katıldı. Türkiye son 10 yılda dış göçler yoluyla milyonlarca işgücü ithal etmiş oldu.

HALBUKİ İŞGÜCÜ İHRAÇ EDİYORDUK

-Halbuki Türkiye geçmişte dışarıya milyonlarca kişi işgücü ihraç ederdi. Örnek 1960-70 ve hatta 80’li yıllarda Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine 5 milyona yakın Türkün gitmesi.

-Bir de yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde geçmiş yıllarda daha etkiliydik. Libya, Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Rusya pazarları açıktı. İhaleyi alan müteahhit yanında Türk işçisini de götürüyordu. Bu imkan da artık kısıtlandı. 

-Suriyeliler savaş nedeniyle göç etmek zorunda kaldılar ama diğer ülkelerden göç edilmesinin ana nedeni ücretler ve iş bulma imkanları nedeniyle Türkiye’nin çekim merkezi olması.

-Bir de Türkiye’nin göç yolları üzerinde ve bir geçiş ülkesi durumunda bulunması ülkede geçici süreyle da olsa yabancıların park etmesine yol açıyor.

NE YAPILABİLİR?

-İşsizlik ülkenin en yakıcı, yapısal ve kalıcı sorunu. Çözümü de yok ve olmayacak. Bugünkü yerli-yabancı istihdam dengesini koruyabilirsek bizim için başarı olacak. Çünkü fiyata karşı herkes çok duyarlı. İşverenler de ucuz işçi çalıştırmanın peşinde.

-Bunun karşısında yurtiçi yerleşiklerin yapabilecekleri şey, meslek edinmeleri, beceri düzeylerini artırmaları, eğitim düzeylerini yükseltmeleri olabilir. Bu durumda yabancılardan farklılaşarak daha yüksek ücret almalarının yollarını bulabilirler. Bu durum Türkiye’nin daha kaliteli ve katma değerli mal ve hizmet üretmesini sağlar.

SINIRLARI KONTROL ŞART

-Yerleşiklerin kendi ülkelerindeki işleri yabancılara kaptırmamalarının bir başka yolu da, siyasetçi ve ülkeyi yönetenlerin üzerinde baskı kurmaktır. Yurtiçi yerleşikler ülke sınırlarında tam kontrolün sağlanmasını ısrarla istemelidir. Daha sıkı kontrollerle sınırlardan kaçak geçişler, kaçak ve kayıt dışı çalışanlar pekala asgariye düşürülebilir.

- Herhalde ithal futbolcular yolu açtı ve kötü örnek oldu. Sınırları kontrolde ve yabancı çalıştırmada fazlasıyla müsamahakar davranıyoruz. Göçler de hep doğudan batıya doğru oluyor. Bu gidişle memleket Asyalılar ve Orta Doğulularla dolacak, adeta yolgeçen hanına dönecek.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp