Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

15/02/2019

Üretim, cari açık ve enflasyon arasındaki şeytan üçgeni

Sanayi üretimi aralık ayında yüzde 9.8’le son 10 yılın en sert gerilemesini gösterdi. Üst üste 4 ayı da daralmayla geçiren sanayi üretiminin son çeyrek büyümesi eksi yüzde 7.3’e vardı. Bu yılın son çeyrek büyümesinin beklenenden daha kötü gelebileceğine işaret ediyor.

-Üretimin bu sert daralmasında ağustos ayındaki kur şoku etkili. 12 Mart’tan başlayan ve 13 Ağustos’a kadar süren kur artışında dolar yüzde 90.4 yükselmişti. Kur şokunun tüketim, üretim ve bilançolar üzerinde yüksek tahrip gücü mevcut.  Beklentiler yoluyla tüketim, ithalat yoluyla üretim ve yüksek döviz borcu nedeniyle  kur şoku şirket bilançoları üzerinde yıkıcı etkiye sahip.

-Artışın önemli kısmının geri alınmış olması önemli. Ama aynı ölçüde iyileşme sağlamıyor. Sel gidiyor ama kumu kalıyor. Dolayısıyla ağustos şokuyla üretimde başlayan eğilimin kısa sürede tersine dönmesi zor. Zamana ve iyileştirmelere ihtiyacı var.

AÇIĞI DARALTAN ŞOK

-Dün açıklanan 2018 yılı ödemeler dengesi verileri cari açığın 30 milyar doların altına gerilediğini tescil etti. Buradaki sert düşüş 2009 yılından sonraki en sert inişe işaret ediyor. 2017’de 47.3 milyar dolar olan cari açık 2018’de 27.6 milyar dolara indi ve yüzde 42 daraldı. Bir yılda 20 milyar dolarlık azalma meydana geldi. Mayıs ayındaki 58.1 milyar dolarlık cari açığa göre 7 aylık düşüş ise 30 milyar dolarla daha büyük.

-27.6 milyar dolarlık cari açığın beklenen GSYH’ya oranı yüzde 3.6’ya denk geliyor. Sürdürülebilir, finansmanı kolay ve dünya ölçeğinde göze batmayacak bir cari açık.

-Ancak bu açık, iç tüketim, üretim ve sonuçta büyümenin düşmesinin bir yan etkisi olarak daralıyor. Alınan yapısal önlemlerin sonucunda ortaya çıkmadı. Üretim ve ekonominin yapısını değiştirmezsek de, yarın öbür gün büyüme yeniden geri geldiğinde cari açık da yeniden bir sorun olarak karşımıza çıkacak.

Cari açığın daralmasının kaynağı yine kur şokuna dayanıyor. İç tüketim azalmasaydı, üretim düşmeseydi sonuçta ithalat azalmayacak ve cari açık da düşmeyecekti.

SOFRAYI VURAN DA AYNI ŞOK

 Kur şokunun üçüncü etkisi de tarım sektörüne ve gıda enflasyonuna. Yine dün açıklanan ocak ayı tarım üretici fiyatlarının yüzde 8.29 arttığı görüldü. Ocak ayında tüketici gıda enflasyonu yüzde 6.4 artmıştı. O artışın tamamı demek ki üretici fiyatlarından kaynaklandı. Çünkü tüketici fiyatını aşan bir oran söz konusu.

-Yine ocak ayında tüketici gıda fiyatları içinde sebze fiyatları yüzde 29.7 gibi çok yüksek oranda artmıştı. Aynı grubun üretici fiyatları ise ocakta yüzde 31.83 yükseldi. Burada da sebze fiyat artışlarının tamamı ocak ayı üretici fiyatlarının yüksekliğinden kaynaklı. Sel, fırtına ve hortumların yıkıcı etkisi gıdaya oldu.

-Son bir yılda ise tarım üretici fiyat artışı yüzde 23.50’yi buldu. Ocak itibariyle tüketici gıda fiyatlarındaki son bir yıllık artış yüzde 30.97’yi buldu. Tarım ÜFE ile Tüketici Gıda arasındaki 7 puanlık fark üretici sonrası zincirin etkisinden.

-Ancak fiyat artışları tüketicide olduğu gibi, üreticide de yüksek. Yıllık yüzde 23.50 de çok yüksek bir rakam. Bunda da kur şokunun etkisi büyük. Çünkü kur şoku öncesi Temmuz 2018’de Tarım ÜFE oranı yüzde 11.72 iken, kötü hava koşullarının devrede olmadığı Aralık 2018’de yüzde 15.89’a çıktı ve 4 puandan fazla arttı. İşte bu artış kurdan kaynaklı artış.

-Sert daralan sanayi üretimi ve cari açık ile fırlayan enflasyon arasında tam bir şeytan üçgeni kurulmuş. Bu da ağustos ayındaki kur şokundan başkası değil.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp