Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

13/02/2019

Sebzedeki şeytan üçgeni

Yüksek fiyat artışlarından yakındığımız tarım ürünlerinde dış ticaret fazlası veriyoruz. 2018’de 21.4 milyar dolarlık ihracata karşılık, 17.7 milyar dolarlık ithalat yapıldı. O halde sebze fiyatlarında son 5 ayda yüzde 68’lik artış neden?

Yüksek fiyat artışlarından yakındığımız tarım ürünlerinde dış ticaret fazlası veriyoruz. 2018’de 21.4 milyar dolarlık ihracata karşılık, 17.7 milyar dolarlık ithalat yapıldı. O halde sebze fiyatlarında son 5 ayda yüzde 68’lik artış neden?

Sebzedeki şeytan üçgeni

Türkiye geçmişte tarımda kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olarak tanımlanıyordu. Bu tanımlama aynı zamanda bugün kendi kendimize yetersiz hale geldiğimizi vurgulamak için de kullanılıyor. Kendi kendine yeterliliği net bazda ithalatçı olmamak biçiminde tanımlarsak, evet bugün de aynı durumdayız, kendi kendimize yetiyoruz. Çünkü tarımda dış ticaret açığı vermiyoruz. Verdiğimiz yıllar var ancak dış ticaret fazlası verdiğimiz yıllar daha çok. Toplamda ise fazla veriyoruz.

 

TARIMDA DIŞ TİCARET FAZLAMIZ VAR

-Yukarıda yıllar itibariyle 1996’dan bu yana tarım ürünleri ithalat ve ihracat rakamları yer alıyor. 23 yılın 15’inde ihracat, 8’inde ithalat daha fazla oldu. 23 yılın toplamı ise 247 milyar dolarlık ihracata karşılık, 235.8 milyar dolarlık ithalat yapıldı.

-Buna göre ihracatın ithalatı karşılama oranı 23 yıllık birikimli olarak yüzde 104.7. Türkiye’nin toplam dış ticaretindeki yüzde 75’lik karşılama oranına göre yaklaşık 30 puan daha yukarıda, ihracatın lehine bir tablo var tarımda.

2018’DE TARIM İHRACATI SIÇRADI

-2018 yılında ise tarımsal ürünler ihracatındaki sıçrama bize ilginç geldi. Çünkü Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 7 artarken, tarım ürünleri ihracatı yüzde 21 arttı ve ilk kez 20 milyar doların üzerine çıkarak 21.4 milyar dolara vardı.

-Tarımsal ithalat ise toplam ithalata paralel seyrini sürdürdü. Türkiye toplam ithalatı yüzde 4.6 azalırken, tarım ürünleri ithalatı yüzde 3.5 düştü.

-Tarımsal ithalat toplam ithalat ile baş başa giderken ve geçmiş yıllarla uyumluyken, ne oldu da ihracat toplam ihracatın üç katı sıçradı?

-Bunun nedenini dolar kurundaki sıçramada görüyoruz. 13 Ağustos itibariyle dolar kurundaki artış, 12 Marta göre yüzde 90’a kadar çıktı. Daha sonra gevşeme eğilimine girdi. Kurdaki bu şok artış meyve sebze ihracatında da şok bir artışa yol açtı. Kurun olağanüstü artmasından dolayı iç piyasaya satmaktansa ihraç etmek daha karlı hale geldi. Geldi ki ihracatta sıçrama yakalandı.

5 AYLIK SEBZE FİYAT ARTIŞI % 68

-Nitekim aylık ortalama olarak dolar kuru hareketlerine bakarsak tablo daha netleşir. Dolar kurunun döviz satışı olarak ortalama değeri temmuz ayında 4.77 iken ağustosta 5.82 TL’ye sıçradı. Eylülde 6.35, ekimde 5.85, kasımda 5.37, aralıkta 5.31 TL oldu. Yani temmuz sonrasında hangi ayda olursa olsun, kurdan dolayı ihracat karında en azından dolar başına 50 ile 150 kuruşluk artışlar meydana geldi. Dolara bağlı biçimde ihracat artarken iç tüketime kalan mal azaldı.

-Ayrıca tarımda üretim girdilerinin yaklaşık yüzde 60’ı ithalata bağımlı. Kur arttığında maliyetlerde belli bir artış meydana geliyor.

Dolar kurunun hem maliyet kanalından hem de ihracat yoluyla artırıcı etki yaptığı açık. İhracat, hem iç piyasaya yönelik malda azalma yaratarak, hem de iç fiyatların dış fiyatlara yakınsaması yoluyla özellikle sebze fiyatlarında sert artışlar meydana getirdi.

-TÜİK verilerine göre sebze fiyatları alt endeksi ağustos ayında 668.92 düzeyindeyken Ocak 2019’da 817.34’e çıktı. Sebze fiyatları 5 ayda yüzde 67.86 arttı.

SON DARBE HAVADAN

-Son darbe elbette ocak ayında hava koşullarının etkisiyle geldi. Hortum, fırtına ve seller Antalya, Mersin, Aydın ve Manisa gibi illeri etkiledi ve sera üretimini vurdu. Seralarda yetiştirilen ürünlerin toplamı tarım uzmanı arkadaşımız Ali Ekber Yıldırım’a göre 7.8 milyon tona ulaştı. Toplam meyve sebze üretiminin dörtte biri kadar. İhracata giden ürünlerin üzerine bir de üretimdeki azalma geldi. Sonuç ise ocak ayında sebze fiyatlarının yüzde 29.7 artması oldu.

-Bitişikteki tabloda görülebileceği gibi 2018 yılındaki ihracat ithalatı yüzde 120.8 oranında karşılıyor. Yani ithalatı beşte bir düzeyinde geçen ihracat söz konusu. Bu da kur artışı ile gerçekleşen bir durum.

DEVALÜASYON, İHRACAT, FİYAT ÜÇGENİ

-Yine tabloda döviz kurunun sıçrama yaptığı veya devalüasyonların yaşandığı yıllara dikkatinizi çekerim. 2001 kriz yılında tarım ürünleri ihracatı ithalatın yüzde 141’ine çıktı ve şimdiye kadarki en yüksek ithalatı karşılama oranı ile rekor kırdı. Aynı yıl doların artışında da rekor kırıldı.

-2009 yılında da ihracat, ithalatın yüzde 116’sına ulaştı. 2008-2009’da küresel kriz ortamında kurdaki yükseliş ihracatı yine sıçrattı. 2018 yılı da bu iki yıla benziyor.

-Devalüasyon dönemleri ihracatın sıçradığı, ihracat fiyatlarının sıçradığı ve iç fiyatları da yukarı çektiği dönemler olduğu görülüyor. Devalüasyonlar sanki ihracatı teşvik ederek iç piyasa fiyatları açısından bir şeytan üçgenine dönüşüyor.

DEVALÜASYONLARDA KONTROLLÜ İHRACAT

-Bütün bu rakamların ardından denilebilir ki, tarımda üretim planlaması yok. Mutlaka yapılmalı ve de toplamda üretim artırılmalı. Kendi kendimize yetiyorsak neden üretimi artırmak zorundayız ki? İhracata mal yetiştirmek için. Ya da ihracata yüklendiğimizde içeride sert fiyat artışlarıyla karşılaşmamak için.

-Bu nedenle büyük kur artışlarının meydana geldiği dönemlerde tarımsal dış ticaretin rayında gitmesini sağlamak için, gerektiğinde müdahale etmek, sınırlamalara gitmek ve kontrol etmek gerekiyor.

Yoksa dönüp içeride fiyat kontrolü için tanzim satışlar yapmak zorunda kalınabilir.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp