Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

10/09/2019

Müjde mi desek ne! Tasarruflar artıyor

Yurtiçi yerleşiklerin finansal varlıklarını ve yabancıların portföy yatırımlarını en son yıl ortasında ele almıştık. Aradan iki ay geçti  ve ağustos sonu rakamlarıyla duruma yeniden baktık. En belirgin farkı TL’ye yönelmede ve tasarruflarda genel bir artışın meydana gelmesinde bulduk.

-Döviz mevduat hesapları rekor kırarken ve dikkatler o yöne dönerken, TL mevduatları çok daha hızlı arttı. Bu artış faiz indirimine başlanmasından dolayı daha çok ağustos ayında gerçekleşti.

TL MEVDUAT DAHA HIZLI ARTIYOR

-Bitişikte yer alan tablolardan izlenebileceği gibi, döviz mevduatları halen TL mevduatlarından 22 milyar lira daha fazla. Ama iyice azalmış bir makas. Çünkü Haziran sonu verilerinde aradaki fark döviz mevduatları lehine 63 milyar lirayı bulmuştu. 1 trilyon 7 milyarlık TL mevduatına karşılık 1 trilyon 70 milyar liralık döviz hesabı bulunuyordu.

 

 

-Ağustos sonuna geldiğimizde TL mevduatlar 1 trilyon 74 milyar liraya yükseldi. 2 aylık artış 67.5 milyar lira.

Buna karşılık döviz hesapları 26.1 milyar lira artışla 1 trilyon 96 milyar liraya çıktı. Buna paralel fark da azaldı. TL mevduatı yıl ortasına kadar gerileme gösterirken, yılın ikinci yarısında artmaya başladı.

YÜKSEK FAİZ ETKİLİ

-Bunda da faizlerin yüksek kalması ve düşüş eğilimine girmesinin etkisi büyük. Yüksek faiz trenini yakalamak isteyenler TL mevduatlarını artırdılar. Merkez Bankası bu hafta yeni bir faiz kararı daha verecek ve muhtemelen oranlar daha gerileyecek.

-Yıl ortasında yüzde 22.9 olan TL mevduat faizi ağustos sonunda yüzde 17’ye indi ve eylül ayında da düşüşünü sürdürerek  yüzde 15.5’a geldi. Mevduat faizlerinde iki ayda 7.4 puanlık gerileme üçte birlik bir inişi ifade ediyor.

FAİZİN CAZİBESİ AZALIYOR

-Şimdi yüzde 15-15.5 düzeylerinden açılacak mevduat hesaplarının net getirisi yüzde 12-13 arasında olacak. Yıllık enflasyonda bu dönemde yüzde 10’a veya biraz altına inebilir. Dolayısıyla mevduatta kısa vadede hala reel bir faiz olacak gibi. Ancak TL’nin cazibesinin oldukça azaldığını da kabul etmek gerekiyor.

-Son iki aylık dönemdeki gerçekleşmeler gösteriyor ki, tasarruf sahipleri asıl getiriye odaklı. Daha yüksek getiri sağlayacağına inandığı finansal araca yönelebiliyor. Bu durum aynı zamanda nominal faizlerin beklenen enflasyon düzeyine yaklaşması veya altına düşmesi halinde karşılaşılacak zorluğa da işaret ediyor. Yüksek faizde TL’ye gelenler düşük faizde gidebilirler.

ÖZEL SEKTÖR TAHVİLİNE YÖNELME

 -Bu durumu yıl içinde özel sektör tahvillerine yönelmede de görüyoruz. Mevduata ve Hazine faizine göre daha yüksek faiz veren özel sektör tahvillerine 8 ayda 13 milyar lira daha yatırım yapıldı. Yurtiçi yerleşiklerin özel sektör tahvil stoku 33 milyar liraya yükseldi. Artış yüzde 65 ile yatırım fonlarından sonra gelen en yüksek ikinci büyüme. Muhtemelen yatırım fonları da özel sektör tahvilleri üzerinden bir büyüme yakaladı.

-Yurtiçi yerleşiklerin finansal varlıklarının döviz üzerinden de olsa enflasyonun üzerinde büyüyor. 8 aylık dönemde döviz hesapları yüzde 29, TL mevduatları yüzde 6 büyürken, en yüksek artış yüzde 71 ile yatırım fonlarında oldu. Bireysel emeklilik fonlarının büyümesi de yüzde 19’u buldu.

 TASARRUFLAR REEL YÜZDE  9 BÜYÜDÜ

-Toplamda yurtiçi yerleşiklerin tasarrufları 8 ayda 347 milyar lira artarak 2 trilyon 562 milyar liraya yükseldi. Artış oranı da yüzde 17.3 ile aynı dönem enflasyonun oldukça üzerine çıktı. 8 ayda yüzde 7.35 çıkan tüketici enflasyonuna göre yurtiçi yerleşiklerin tasarrufları reel anlamda yüzde 9.2 büyüdü.

-Her ekonomik kötüleşme döneminde olduğu gibi, büyümenin eksiye döndüğü bu dönemde yurtiçi tasarruflar artıyor. Açıklanacak ilk resmi rakamlarda tasarrufların GSYH’ya oranla arttığını görebiliriz.

AK AKÇE KARA GÜN İÇİNDİR

 -Ekonomi iyi giderken ve büyürken Türkiye’de tasarrufların düştüğünü görmüştük. Geleceğe güven duyuluyor, tüketim, üretim ve yatırım artıyor, bireyler ve şirketler borç altına giriyordu. Tasarruflar da bu nedenle azalıyordu.

-Şimdi ekonomi daralırken tüketici güveni bozuluyor, gelecekten umutlar azalıyor, tüketim ve yatırımlar azalırken, borçlar kapatılmaya çalışılıyor. Hanehalkı ve şirketler kesimi “Ak akçe kara gün içindir” sözüne uygun davranıyor. Bir farkla, iyi akçeyi biriktirmeyi iyi günlerde değil kötü günlerde yapıyor.

SICAK PARA İSTİKRARI

-Bitişikte yabancıların Türkiye’deki sermaye yatırımları da görülüyor. Sıcak parada yılbaşına göre de yıl ortasına göre de fazla bir değişiklik yok. Asıl tahribatını geçen yıl yüzde 38’e varan azalmasıyla yaptı.

-Bu yıl ise daha çok devlet iç borçlanma senetlerinden satıp çıkıyorlar. Nitekim tahvil stokları 8 ayda 3.5 milyar dolar kadar azaldı. Stok toplamının 69 milyar dolarla 2008 sonrasının en düşük düzeyinde olması ise yeni değil, yıl sonunda da bu rakama çok yakındı ve çalkantılı dönemler için iyi. Hareketleriyle tekneyi daha fazla salmalarına gerek kalmıyor. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp