Top
Turgay Güler

Turgay Güler

turgayguler@hotmail.com

11/05/2022

Fazıl Say'ın en yakınlarına soruyorum

Fazıl Say'ın Ekrem İmamoğlu'na yönelik pişmanlığını anlattığı videoyu görmüşsünüzdür.

Dün bütün gün sosyal medyada dönüp durdu.

Daha önce gömmüştü, şimdi de üstüne beton döktü.

'Seçimde verdiğim destek için pişmanım' dedi.

Yetinmedi 'af' diledi.

Ekrem İmamoğlu konusunda büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını söyledi.

Açıklamalarını da 'hesap vermek zorunda hissettiği' için yaptığının altını çizdi.

Eyvallah!

Fazıl Say'ın açıklamaları sosyal medyada bu minvalde yani 'İmamoğlu pişmanlığı' üzerinden ele alındı.

Oysa daha mühim şeyler de söyledi.

'Kar yağdı, İstanbul kilitlendi, kendisi İngiliz Büyükelçisiyle yemeğe çıktı. O konuda bile destekçisiydim' dedi ve ilave etti:

'Ki en yakınlarımdan bile azar işittim çünkü haklı bulmuyorlardı İmamoğlu'nu'!

İşte burası çok mühim!

En yakınındakilerden bile azar işitmiş Fazıl Say, haklı bulmuyorlarmış İmamoğlu'nu. Ama buna rağmen destek çıkmış.

Niye niye?

Şimdi bu itirafta ben şu sorunun cevabını ararım! Acaba Fazıl Say'ın en yakınları İmamoğlu'nun 'beceriksizliğine' mi tepkililer yoksa 'İngiliz Büyükelçi ile gizlice görüşmesine' mi?

Her ikisineyse sıkıntı yok, bravo.

İngiliz büyükelçisiyle yaptığı görüşmeyeyse şayet bu daha da mühim. Öyleyse eğer o en yakınlarının elini öpmek gerek.

Yok, sadece karla mücadeledeki beceriksizliğine ise vah ki vah!

Ama yine de İstanbul perişanken İngiliz Büyükelçi ile rakı-balık keyfini savunmak, hatta 'bak orada kısa kollu adam var fotoğraf eski' yalanından medet ummak da neydi?

Neydi Allah aşkına?

Bitmedi!

Fazıl Say 'İstanbul belediye başkanı henüz cumhurbaşkanı adayı değilken neden başka şehirlerde miting yapar diye yadırgadım olayı' diye yüksek perdeden itiraz ediyor.

İyi de İmamoğlu'nun bu tavrı yeni değil ki!

Cevabını aradığım bir diğer soru da 'bugün ne oldu da İmamoğlu'nun adaymış gibi pozları rahatsız eder hale getirdi'?

Öyle ya 'ikinci Atatürk' diye yollara düşmüştü sanat camiamız!

Yere göğe sığdıramıyorlar, ortaya koyduğu her türden rezilliğe sahip çıkıyorlardı.

Devletin valisine hakaret etmesine de, PKK'lıları işe almasına da, büyükelçilerle düşüp kalkmasına da, asırlık çınar ağaçlarını katletmesine de...

Hiçbir şeye gıkları çıkmıyordu.

'Tatil bana çok yakışıyor' derken rahatsız olmamışlardı.

İstanbul her gün biraz daha eskirken hiç rahatsız değillerdi.

Ne yani 'adaymış' pozlarına mı bozuldular şimdi?

Fazıl Say son olarak;

Büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını, Ekrem İmamoğlu'nu desteklemiş biri olarak hesap vermek zorunda hissettiğini, mağdur duruma düştüğünü söylüyor ve ekliyor.

'-Vız gelir tırıs gider- diyerek topluma ayar vermeye kalktı ve benim gözümden düştü'!

İyi de sormazlar mı adama 'hiç tanımadığı birine ölümüne destek vermek de neyin nesi' diye?

Sormazlar mı adama 'hani sanatçı tarafsız olmalıydı' diye?

Sormazlar mı adama 'bir tek sen mi mağdur oldun koca İstanbul da mağdur' diye.

Demem o ki bu arkadaşların derdi başka!

Kim bunların düğmesine basıyorsa artık, 'tuvalet terliğine oy verin' dense düşünmeden verecekler.

Ve son bir not.

Fazıl Say ile taban tabana zıt dünya görüşüne sahibiz.

Lakin kabiliyetine şapka çıkarırım.

Keşke onun gibi piyano çalabilseydim diye kıskanırım.

Bu da kayıtlara geçsin istedim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp