Top
Turgay Güler

Turgay Güler

turgayguler@hotmail.com

07/06/2022

Kemal Bey'e çok ama çok güveniyorlar

'Terörle mücadele yasası, uluslararası hukuk normlarına göre yeniden şekillendirilmelidir' demiş Kemal Bey!

Neymiş terörle mücadeledeki uluslararası normlar peki?

Bu sorunun cevabını birazdan verelim ama önce Kemal Bey'in ne yapmaya çalıştığına odaklanalım.

FETÖ'cü KHK'lıları affedeceğini söylüyor.

İsveç ve Finlandiya'nın koşulsuz şartsız NATO'ya kabulünü destekliyor.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de maraza

çıkarttığını, komşularını rahatsız ettiğini, saldırgan tavır sergilediğini iddia ediyor.

Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG'nin devlet kurmasına itiraz etmiyor.

Kamuoyundan tepki görüp köşeye sıkışınca numaradan 'kahrolsun PKK' diye slogan atıyor. Ama hemen sonrasında Suriye'nin kuzeyine yapılacak operasyona aşama aşama itiraz geliştiriyor.

Dün de tezkereye 'hayır' oyu vermişti. 'Evet' oyu verenleri de cumhuriyete ihanet etmekle suçlamıştı.

ABD'nin PKK terör örgütüne gönderdiği silahlara ağzını açıp tek bir kelam etmiyor.

Fransa'nın PKK/YPG'ye sağladığı maddi desteğe dilinin ucuyla bile olsa ses çıkarmıyor.

Almanya'nın, İtalya'nın, Fransa'nın, İsveç'in başkentlerinde PKK'lıların Türkiye'yi hedef alan gösterilerine söz konusu ülkelerin müsaade etmesinden zerre rahatsız olmuyor.

Bu konular gündeme getirildiğinde 'çözüm süreci' göndermesi yapıyor.

Amacı PKK terör örgütüne 'silah bıraktırma' olan süreçte HDP'nin şımarıklığını iktidara fatura ediyor. Ama o HDP'yle ittifaka girip bakanlık sözü veriyor.

Tüm bunlara rağmen; tam dokuz seçim kaybetmiş olmasına, partisinin anketlerinde en alt sırada çıkmasına rağmen 2023'te yapılacak seçimlerde aday olmaya hazırlanıyor.

Çünkü güveniyor!

Kendisine değil tabii!

Türkiye açısından milli güvenlik sorunu haline gelmiş olmasına rağmen bir yıl sonra yapılacak seçimi kazanacağına inanıyor.

Çünkü güveniyor!

ABD'ye güveniyor...

Fransa'ya, Almanya'ya, İngiltere'ye güveniyor...

FETÖ'ye, PKK'ya güveniyor...

Onlar da Kemal Bey'e!

S-400'e savaş açıyor, 'derhal iade edin' diyor. Bakıyor ki kamuoyu tepki gösteriyor Faik Öztrak hemen ön alıyor. 'S-400'lerin alınmasını Kemal Bey istedi' diyor.

Aynı konuya hem evet hem de hayır diyebiliyor.

Duruma göre de çıkıp 'evet dedik ya' diyebiliyor.

Yahut 'hayır dedik ya'...

O an ne lazımsa.

Peki Akşener farklı mı? Yahut Babacan veya Davutoğlu?

Ya Karamollaoğlu?

Değil!

Çünkü hepsini o yuvarlak masanın etrafında bir araya getiren bir güç var.

'Dış güç' denilse anında itibarsızlaştırılıyor.

'Üst akıl' dense de aynı...

Bir çırpıda sulandırılıp 'hükümsüz' hale getiriliyor.

O halde şunu söyleyelim; müthiş bir kurmay zeka, stratejik bir akıl var o yuvarlak masanın gerisinde!

Asla küçümsememek gerekiyor!

Asla!

Sakın yanlış anlaşılmasın; Kemal Kılıçdaroğlu'na yahut masadaki diğer elemanlara ait değil o kurmay zeka!

Ya kimin?

Kandil' in arkasındakilerin...

Pensilvanya'nın arkasındakilerin...

Aynı merkez, tek merkez...

Dönelim şimdi o en baştaki soruya. Ne diyordu Kemal Bey?

Terörle mücadele yasası, uluslararası hukuk normlarına göre yeniden şekillendirilmelidir. Yani diyor ki 'terörle mücadeleye behemehal son verilmelidir'. Öyle ya uluslararası hukuk normları bu terör örgütlerinin Almanya'da, Fransa'da, İtalya'da, İsveç'te, Finlandiya'da büro açmalarına ses etmiyor. Para toplamalarına, propaganda yapmalarına karşı çıkmıyor. Dahası silahlı unsurlarına bizzat kendisi destek oluyor. Uzun lafın kısası, PKK'yı kuran irade amacına ulaşması yani Türkiye'yi bölüp parçalaması için verdiği desteğin çöp olmasını istemiyor. Kemal Bey de bunun garantisini veriyor.

Ve son bir not.

AK Parti geniş kitlelere bu yalın gerçeği en doğru, en güçlü kelimelerle anlatmak zorunda.

Hem tane tane hem açık seçik!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp