Benim ayıbım ama itiraf ediyorum, ilk kez Kars’a gittim. Kars Barajı’nın açılışı vesile oldu. Barajların çiftçiler için ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım.

Baraj, Kars’taki sulanabilir arazilerin yüzde 30’nu suya kavuşturacak, doğal akışla sulama yapılacağı için çiftçiye elektrik masrafı getirmeyecek. Yüzde 95 yerlilik oranıyla inşa edilen barajdan ayrıca yılda 10 milyon kilowatt saat enerji üretilecek.

Açılışı telekonferansla yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2002 sonunda 276 olan baraj sayısına 309 baraj daha eklediklerini özellikle vurguladı.

‘Barajlar kralı’ unvanı çoktan el değiştirmiş bile.

***

Bu vesileyle Gıda, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’den çok ilginç gelişmeleri dinleme fırsatı buldum.

Gıda, Tarım ve Orman Bakanlığı, adı üstünde, Türkiye’nin bütün coğrafyasından sorumlu. İnsan ve hayvanların gıdasından, ormanlara, denizlere ve akarsulara kadar…

O yüzden Bakan’ın sözlerini dikkatle not aldım:

“Kars barajı önemli bir projeydi. Ama yeterli değil. Zira su zengini bir ülke değiliz. Her kaynağı büyük bir hassasiyetle planlamamız, değerlendirmemiz gerekli. Hedefimiz yer altındaki karstik boşluklarda yeraltı barajları kurmak. Normal barajdan daha çok su tutabiliyor, üstelik yüzde 10 maliyetle. Ayrıca buharlaşma olmuyor, özellikle verimli arazileri kaybetmiyoruz, insanları ve yerleşim yerlerini taşımak zorunda kalmıyoruz. Mesela Tire’de bir tane yaptık, Torbalı tarafında benim tespit ettiğim bir boşluğu da değerlendireceğiz. 100 yeraltı barajı yapmayı planlamıştık ama bunu geçeceğiz.

Yeraltı barajlarını ne kadar yaparsak o kadar geniş alanda sulu tarıma geçebileceğiz. Sulu tarım neden önemli, dekar başına en az bin TL fazladan gelir getiriyor. 100 dönüm tarladan 100 bin TL artı gelir demek bu.”

CEVİZ ENERJİDEN DAHA KÂRLI

Ceviz ve badem dikimini teşvik ediyoruz. Siz 100 ağaç dikiyorsunuz, 65’ini biz veriyoruz. Beşinci yıl ürün almaya başlıyorsunuz. Yedinci yıldan itibaren sistem kendini ödüyor. Ben iş insanlarımızı davet ediyorum. Diyorum ki ’10-15 yılda kendini ödeyen rüzgar tribünleri dikiyorsunuz. 5-6 senede kendini amorti eden bir yatırım var, neden gelmiyorsunuz?”

ÇOĞU BAKLAVAYA GİDİYOR

“Türkiye inanılmaz ceviz tüketen bir toplum. Ama enteresan, tamamına yakını baklavanın içine giriyor. Antep fıstığı da öyle. Türkiye’de ceviz üretimi arttı ve 2030’da kendine yeterli hale gelecek. Ama ihraç imkanı da yüksek. Bademde de öyle. Adıyaman’da badem çok başarılı bir şekilde gidiyor.”

‘FINDIK İTTİFAKI’

“Fındıkta dünyada açık ara birinciyiz zaten. Yüzde10’ unu tüketiyoruz, yüzde 90’ını ihraç ediyoruz. Azerbaycan ve Gürcistan’ı da yanımıza aldık, dünyaya birlikte pazarlama kararı verdik. Bütün çabamız üretici 1 TL daha fazla kazansın.”

Bakan Pakdemirli ile Kars barajının açılışında her şeyi konuştuk.

BULGUR VARKEN KİNOA NEDEN?

Bazıları TV’lere çıkıp ‘şunu tüketin, bunu tüketmeyin’ diye konuşuyor. Bizim bulgurumuzu bırakıp neden ‘kinoa’ya gidiyoruz? Bu yeni bir şey değil tabii. Bir ara doktorlar reçetelere ‘ayçiçek yağı’ bile yazmışlar!”

SAHTECİ BİR DAHA TİCARET YAPAMAYACAK

Gıdada sahtecilik ve tağşişe yönelik sıkı denetimlerimiz ve ifşalarımız devam edecek; çünkü sonuç alıyoruz. Eskiden isim değiştirerek üretime devam edebiliyorlardı, yeni yasayla sahteciyi tamamen ticaretten men edeceğiz.”

RANT KOKAN TAVSİYELERE KARŞI BİLİM KURULU

“Kliniğine, muayenehanesine müşteri çekme amaçlı açıklamalar yapanlara yönelik bir yasa tasarısı var TBMM’de. Bir bilim kurulu oluşturacağız; bu tür açıklama yapanlara ‘bilimsel dayanağın ne’ diye soracağız. Gıda alanı kirletilmeye ve üzerinden rant kazanmaya çok müsait.”

KARS’TAN EDİRNE’YE BİLE GİTSE ÜRÜNÜN FİYATI BELLİ OLACAK

Gıda fiyatlarının ekonomik ve dengeli olması için tohumdan çatala kadar olan zincirin bir arada gitmesi lazım. Dijital Tarım Pazarı’nı bunun için kurduk. DTP, talep ve arzı bir araya getirerek, üretim planlaması, ölçek ve lojistik sorunlarını da çözecek. Ürün Kars’tan Edirne’ye gitse dahi alıcısı belli fiyatı belli olacak. Halci de, pazarcı da bu pazarın içinde olacak.”