Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

02/07/2022

‘Zekâlarıyla' Harp Okulu'na girmişler ama darbeyi anlamamışlar, öyle mi?

15 Temmuz darbe girişimine katılmak üzere İstanbul'a giderken halk tarafından durdurulan Hava Harp Okulu öğrencilerine verilen cezanın bozulması ciddi endişeler doğurdu.

Bir haftadır ciddi eleştiriler yükseliyor.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, 'anayasal düzeni zorla değiştirme ve darbeye yardım'dan ceza vermiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi itirazları reddetmişti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 66 kişinin tahliyesine karar verdi.

Endişe verici olan bozma kararı değil.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yargılamalarında 'gerçek adalet' böylece tecelli edebiliyor.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararında fahiş bir eksiklik var.

***

Kararda, askeri öğrencilerin "darbeden habersiz oldukları, eğitimlerinin bir parçası olan acil içtima çağrısı ile otobüse bindirildikleri, nereye gideceklerinin söylenmediği, cep telefonlarının toplandığı, ancak bindikleri araçlar vatandaşlar tarafından durdurulduğu zaman ne için götürüldüklerini öğrendikleri, otobüste bekledikleri ve herhangi bir eylem yapmadıkları" belirtilerek, beraatlerine karar verilmesi isteniyor.

***

Ancak aynı karardaki şu bilgiler, gerekçeleri açıkça anlamsız kılıyor:

"Bindikleri otobüslere, içerisinde 3000 adet G3 mermisi bulunan üç sandık getirildi, mermiler askeri öğrencilere dağıtıldı; otobüsler saat 00:00 sıralarında Yalova Meydan Komutanlığı'ndan çıkarak Osmangazi Köprüsü'nden geçti, saat 01:00 sıralarında Mehmetçik Vakfı'na (akaryakıt istasyonu) ulaştı. İstanbul Emniyeti'nin güvenlik önlemleri ve vatandaşların karayolunda toplanması üzerine otobüsler ilerleyemedi. Rütbeli ve askeri öğrencilerin bir kısmı, kendilerine karşı koyan vatandaşlar ile polis memurlarını havaya ateş ederek yere yatırıp silahlarını alıp etkisiz hale getirdi; sivil araçları devirerek yol açtı ve devam etti. Ancak Sultanbeyli bölgesinde halkın yolu kapatması üzerine ilerleyemedi."

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, havaya ateş açtığı için olsa gerek, 116 kişiden 50'sini suçlu bulurken, 66'sının tahliyesini istedi.

***

Harp Okulu 'üniversite' seviyesinde.

Yargılanan 1,2 ve 3. sınıf öğrencileri 18 yaşın üstünde 'reşit' ve askeri eğitim almışlar.

Yani güvenlik konularına -en azından- aşina durumdalar.

Eğitim sürecinde 'acil içtima' çağrısında bile dolu silah ve mühimmat verilmeyeceğini bilirler.

Otobüse doldurulduklarında 3 kasadan 3 bin mermi dağıtılmasından şüphelenirler.

Saat 22:00'de, artık bütün televizyonlara ve sosyal medyaya yansıyan Ankara ve İstanbul'daki askeri hareketlilikten haberdar olmayacak kadar 'bebek uykusu'nda olamazlar.

Osmangazi Köprüsü'nden İstanbul'a doğru geçerken, nereden nereye gittiklerini tahmin etmek için cep telefonlarına ihtiyaçları yoktur.

Ailelerinin iddia ettiği gibi Harp Okulu'na girişte sorular kendilerine verilmemiş, zekalarıyla başarılı olmuş iseler!

Hadi bunu da bir kenara koyalım;

İstanbul girişinde Mehmetçik Vakfı Akaryakıt İstasyonu'nda 'bastırılmış bir darbe girişimi'nden haberdar olmuşlar.

Buna rağmen vatandaşları silahla korkutarak, darp edip yere yatırarak, araçlarını ezip geçerek, Boğaziçi Köprüsü'ne doğru araç sürmüşler.

Sultanbeyli'de vatandaşlar aracı durdurup etraflarını sarınca 'katliam yapmaya' cesaret edememişler...

Veya mermilerin çoğunu istasyonda harcadıkları için korkudan teslim olmuşlar...

Ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi hakimleri, bu 'son halleri'nden dolayı onları 'masum' saymış!

***

Dosya yeniden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde.

Hep birlikte takip edeceğiz.

15 TEMMUZ DERNEĞİ VE 'ORTAK HAFIZA' DERGİSİ

Hafta içinde, üyesi olmaktan onur duyduğum 15 Temmuz Derneği'nin çalışmalarına katıldım.

15 Temmuz haftasında yapılacak anma ve direniş ruhunu diri tutma etkinliklerini konuştuk.

Dün AKŞAM'da, şehitlerimizin ayakkabılarından oluşan bir çalışmanın New York'un merkezi Times Meydanı'nda 'Son yürüyüş' başlığı altında sergilendiğini duyurmuştuk. O çalışmanın orijinali, İstanbul'da direnişin sembolü olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu yakasındaki Hafıza Mekanı'nda sergileniyor.

Derneğin desteğiyle yayınlanan bir de çocuk/gençlik kitabı var: Siber Kahramanlar.

ABD Başkanı Biden, 15 Temmuz'dan sonra 'bilgisayar oyunu sanmıştık' demişti.

Kitap da, bir 'siber saldırı oyunu' kurgusu üzerinden, yeni nesle, darbelere karşı hep birlikte ayağa kalkacak bir duygudaşlık yaratıyor.

Bulun, buluşturun, dernekten isteyin ama mutlaka çocuklarınıza hediye edin.

***

Dernek, aynı amaçla yayınlanan Ortak Hafıza dergisinin ikinci sayısını da okurlarına sundu.

Prof. Talip Küçükcan'ın editörlüğünde yayınlanan dergide kapak konusu 'medyanın darbelerle imtihanı'...

Sadece Türk medyasının darbeler öncesi, sırası ve sonrasındaki tutumu değil, 15 Temmuz'a yönelik ABD ve Avrupa medyasının yayınları da mercek altına alındı.

Ayrıca dergide yer alan bir makale vesilesiyle, üniversitelerde 15 Temmuz'a dair çok farklı yönleri ve bakış açılarıyla yapılmış onlarca yüksek lisans, doktora tezleri olduğunu öğrendim.

Hepsine 15 Temmuz'da yayınlayacağımız özel ekte yer vermeye çalışacağız.

Türk milletinin binlerce yıllık devlet ve kültür varlığının temel taşı olan 'direniş ruhu'nu diri tutmak için ortaya konan çalışmalara katılmak, tanıklık yapmak, 'milli hafıza'yı canlı tutmak çocuklarımıza karşı en büyük sorumluluğumuzdur.

KILIÇDAROĞLU TARAFINI GÖSTERDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tahliye edilen sanıklardan birini ailesiyle kabul edip aile fotoğrafı çektirdi.

Yargılama bitmeden.

Hani, SADAT'la ilgili 'Arkadaşlar dosya getirdiler' dedikten sonra 'açmadım' demişti ya...

Yargılamanın içeriğine de bakmamış, 'arkadaşlar' getirmişler...

Hangi arkadaşlar?

Kılıçdaroğlu tarafını belli etmiş.

15 Temmuz'da katliamla devleti ele geçirmeye çalışan FETÖ, cumhurbaşkanlığına oynuyor...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp