Top
07/09/2020

Muhalefetin “diplomasi”den anladığı…

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını savunmaya dönük kararlı politikası muhalefet tarafından “diplomatik kanallar kullanılmıyor, yalnızlaşıyoruz” söylemiyle itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Muhalif medyada da herkesin dilinde bir “diplomasi”dir gidiyor.

Gerçekten “diplomasi” derken neyi kast ediyorlar? Türkiye, hazır kurulu masadan kaçmayı mı tercih ediyor? Devlet, diplomasi kanallarını kapatıp savaşı mı çağıyor?

Aşağı yukarı bunları demek istiyorlar. Erdoğan’ı “diplomasi yerine savaş yoluna başvurmakla” suçluyorlar.

Oysa muhalefetin diplomasiden anladığı Batı’nın üstünlüğünü peşinen kabul etmekten ibaret. Dışarıda ve içeride Türkiye’yi “diplomasiye” davet ederken “gel vazgeç şu Akdeniz’deki inadından, sevdandan, hak ve hukukundan” demek istiyorlar kısaca.

Akdeniz’de yaşanan gerilimin en önemli sebebi aslında Batı’nın Türkiye’nin yükselen gücünü bir türlü kabul etmemesinden kaynaklanıyor. Hâlâ, Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup ettikleri, teslim alıp istikamet tayin ettirdikleri bir ülke olarak algılıyorlar Türkiye’yi.

Türkiye’nin Akdeniz’de deniz yetki alanlarına sahip çıkması, bu sınırlar üzerinde hak iddia etmesi Batı’ya biraz fazla geldi. Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin Ortadoğu’da, Afrika’da artan etkinliği, hızla bölgesel güç ve küresel aktöre dönüşmesi Batı için sindirilmesi, kabul edilmesi zor gelişmeler.

Türkiye’nin kendisine çizilen sınırların dışına çıkması bugün Akdeniz’deki gerilimin de esas sebebidir.

Batı-Türkiye ilişkilerinde diplomasi, genel olarak modern bir boyun eğişi, bile isteye kendi haklarından vazgeçişi ve Batı’nın üstünlüğünü önceleyen bir kabullenişi simgeliyor. Batı’nın da, siyasi muhalefetin de bugünkü öfkesi, kızgınlığı aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu “modern” tutumdan uzaklaşmasına dönük.

Peki söyledikleri gibi Türkiye Doğu Akdeniz’de masadan mı kaçıyor? Erdoğan, “masaysa masa” derken, onlar neden hâlâ “diplomasi” sakızını çiğneyip duruyor? Bu saçma tutumun da bir aklı var. Erdoğan’ın önce Mavi vatan sınırlarına sahip çıkıp ardından bütün tarafları masaya çağırmasını kabul edemiyorlar. Erdoğan’ın Mavi vatandan çekilmesini, ardından masaya gelmesini ve bütün Batı tezlerini kabul etmesini istiyorlar. Muhalefet de her zaman olduğu gibi Batı’nın içerideki “diplomatik” ofisi gibi davranıyor, aynı tezleri Erdoğan’a ve millete dayatıyor. Ama yeni Türkiye’de artık bu dayatmalar pek işe yaramıyor. Bu gerçeği çok geçmeden anlayacaklarını umuyorum. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp