Bir de onlar tarafından bakın...
Onca badire atlatmış bir Türkiye var. Ama dimdik ayakta. Ve meydan okumaya devam ediyor.
Biraz geriye gidersek 15 Temmuz işgal girişimini bertaraf etmiş, ordusundan on binlerce haini temizlemiş ve hemen ardından (ABD ve Rusya’ya rağmen) Suriye’de operasyonlar yapmış, küresel tezgahı bozmuş bir Türkiye...
Finansal saldırılara maruz kalmış ama dimdik ayakta kalmış bir Türkiye...
Libya’da dengeleri değiştiren bir Türkiye...
Akdeniz’e açılmış bir Türkiye...
‘Bedelini de öderim, ama hakkımı yedirmem’ diyen bir Türkiye...
Meydan okumaya, bağımsız politikalar üretmeye devam eden bir Türkiye...
Ve pandemi sürecinde ekonomisi en az zarar gören ülkelerin arasında yer almış bir Türkiye...
İşte Batı’nın gözünü korkutan bu.
Türkiye’nin nereye kadar gidebileceğini öngöremiyorlar.
Türkiye’nin her hamlesi endişelendiriyor.
Mesela ‘kimse cüret edemez, asla ibadete açılamaz’ dedikleri Ayasofya’yı ibadete açıyor Erdoğan.
Hemen ardından Doğu Akdeniz’de yakından takip ettikleri baskılamaya çalıştıkları Türkiye Karadeniz’de doğalgaz buluyor. Üstelik yerli ve milli imkanlarla.
Karadeniz’de ve Akdeniz’de daha da fazlasını bulmak için çalışmalar sürüyor.
Türkiye en çok ihtiyacı olan şeye, yani enerjiye sahip olursa, daha neler yapabilir endişesini yaşıyorlar.
Bu da psikolojik baskıyı artırıyor...
Türkiye’nin bölgesel bir güç, küresel bir aktör olduğu konusunda kimsenin bir şüphesi yok artık...
Tek yapabildikleri Almanya ve Fransa’yla “iyi polis-kötü polis”i oynamak. Yunan’ı gazlayıp Türkiye’yi test etmek...
Türkiye’nin genetik kodlarını ne kadar hatırladığını öğrenmek...
Türkiye’nin ekseni nereye kayıyor diye de kimse sormuyor.
Zira dünyada yeni dengeler kurulurken Türkiye kendi eksenini oluşturuyor...
Korksunlar, iyidir...
Şeytan azapta gerek!..
