Top
29/06/2022

Alışacaklar artık

Yalnızdık, tektik, ABD'nin peşine takılmış gidiyorduk. Önemli bir hedefimiz de, planımız da yoktu. Binlerce yıllık tarihimizi ve Osmanlı'nın mirasçısı bir ülke olduğumuzu çoktan unutmuştuk.

Fuzuli'nin ünlü dizelerinde anlattıklarına benziyordu durumumuz:

"Ne yanar bana kimse ateşi dilden özge/ Ne açar kapım kimse bad-ı sabadan gayri."

Üstüne ilaveten bir de şaşkındık. Mesela "Irak'ın toprak bütünlüğünden" bahsediyorduk. Hatta çok daha ileri gidip "Irak'ın toprak bütünlüğü bizim kırmızı çizgimizdir" diyorduk. Ama Çekiç Güç gibi bir oluşuma destek verip, Amerika ile birlikte Irak'ın toprak bütünlüğüne saldırıyorduk. Irak'ı bölmek için elimizden geleni yapıyorduk.

Sonunda başardık bunu. Orada ABD ile birlikte bir bölgesel yönetim oluşturduk. Ne dediysek tersini yaptık.

Öyle ya da böyle, iyi kötü idare ediyorduk. Arada bir ABD ya da Avrupa'ya gidiyorduk. Oradaki liderlerle birkaç fotoğraf çektiriyorduk. Onu da iç politikada tepe tepe kullanıyorduk.

Bir de Avrupa Birliği sevdamız vardı bizim. AB'ye girersek sınıf atlayacağımızı, köşeyi döneceğimizi düşünüyorduk. İktidarlar değişse de bu sevda bitmiyordu. Koalisyonlarla iktidara gelen biri "Haydi Türkiye ileri" diyerek, parmağı ile orayı gösterip milleti oyalıyordu. Diğeri de hükümeti kurduğunda "Aman tren kaçmasın" diyor, ev ödevlerini yapmaktan ve Avrupa ile uyumdan bahsediyordu.

Tükettik yılları böyle...

***

Geçmişe, parlamenter sisteme dönme sevdalıları olsa da bugün farklı bir Türkiye var artık. Gün geçmiyor ki, baş döndürücü bir trafik yaşanmasın. Amerika kıtasından Afrika'ya, Avrupa'dan Asya'ya, liderler gidip geliyor. Her gün birkaç telefon görüşmesi yapılıyor. Sadece bölgesel değil, küresel meselelerde de Türkiye'nin görüşü alınıyor. BM Genel Sekreteri bile dünya gıda sorununu çözecek ülkeleri sıralarken Türkiye'den bahsediyor.

İlginçtir, birileri de çıkıp, Türkiye'nin yönetilemediğini, iktidara geldikleri takdirde uygulanan bu aktif ve yönlendirici dış politikayı 180 derece değiştireceğin söylüyor!

***

Siz bu satırları okurken, Madrid'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılacağı NATO Liderler Zirvesi'nde olacağız biz. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya giriş taleplerine koyduğumuz tavırla zaten dünyanın dikkati bizim üzerimizde toplanacak. Son derece önemli ikili görüşmeler de yapılacak burada. Bölgesel ve küresel sorunlar ele alınacak.

Sonuçta, daha önce ilan edildiği gibi, Türkiye hakkını da hukukunu da sonuna kadar savunacak. Göreceksiniz, geçmişte yaşandığı gibi "eyvallah" etmeyecek. Batılı ülkelere "Sizin menfaat ve çıkarlarınız varsa, bizim de çıkarlarımız var ve bizim çıkarlarımız da en az sizin kadar önemli" diyecek. Bölgesel gücünün gölgesini müzakere masasına yansıtacak.

Çünkü eski ve alışılmış Türkiye yok artık. Batının karşısında eskisinden çok farklı bir yapı var. Zaman zaman ortaya konulan sıkıntıların ve yapılan saldırıların altında da bu yatıyor zaten!

Dikkat ederseniz, yavaş yavaş da alışmaya başladılar. Artık eskisi gibi yüksek perdeden tehditlerde bulunamıyorlar. Onlar da uzlaşmanın yolunu arıyorlar.

Alışılacak, alışacaklar...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları