Top
25/09/2017

Kürdistan projesine karşı Lozan ve Ankara Antlaşmaları

“Bağıtlı taraflardan her biri 1. maddede belirlenen sınır çizgisinin kesinliğini ve bozulmazlığını kabul ederek, bunu
değiştirmeyi amaçlayan herhangi bir girişime geçmekten sakınmayı yükümlenir” (1926 Ankara Antlaşması, Madde 5)

IKBY Başkanı Mesud Barzani, geçen yıl, 14 Mart 2016'da, ABD'de yaptığı açıklamada “Lozan'dan beri devlet kuramıyoruz” diyerek “Ortadoğu haritasının yeniden çizildiğini” belirtmişti. Aynı Barzani, 28 Haziran 2017'de Washington Post'ta yayımlanan makalesinde ise “Yüz yıl önce, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Kürtlere bağımsız devlet olmaları için söz verilmişti. Fakat Kürtlerin taleplerinin aksine Kürdistan; Türkiye, İran, Suriye ve Irak arasında bölüştürüldü…” dedi. Barzani geçen hafta da “Yüz yıldır Kürdistan'ı bekliyoruz. Yüz yıl önce Batılılar bize Kürdistan sözü verdiler, ama sözlerini yerine getirmediler” dedi. Barzani'nin IKBY Anayasası, Sevr Antlaşması'nın “Kürtlere özerklik” verdiğini, ancak “uluslararası çıkarların ve siyasal dengelerin Kürtlerin bu hakkı elde edip uygulamaya geçirmelerini engellediğini” belirterek başlamakta. (Arslan Bulut, “Erdoğan'ın Tek Şansı Var”, Yeniçağ, 5 Ocak 2017). Kısacası Barzani, sürekli Sevr hayalleri görüp Lozan'dan rahatsız olduğunu belirtiyor.
Barzani'nin bağımsızlık referandumunun şifrelerini çözmek için yüz yıl geriye gitmeliyiz.

EMPERYALİZMİN KÜRDİSTAN PROJESİ

2 Ocak 1919'da İstanbul'da Sait Molla, Mustafa Paşa, Emir Bedirhanzade, Emir Ali ve birkaç kişi İngiliz Yüksek Komiserliği'ne verdikleri bir bildiride, “Kürtlere sınırları coğrafi olarak saptanmış, İngiliz mandası altında bir ülke verilmesini” ve “Kürtlerin azınlık haklarından yararlanmasını” istediler. 15 Nisan 1919'da İstanbul'daki İngiliz temsilci Andrew Ryan'ı ziyaret eden Kürt ayrılıkçılarından Seyit Abdülkadir de İngiliz mandasında “Özerk Kürdistan” kurulmasını istedi. İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, bu istekleri İngiliz Dışişleri'ne iletti. İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, Paris Barış Konferansı'nda “Kürt çıkarlarının ihmal edilmeyeceğini” belirterek Kürtlerden bu konferansın sonucunu beklemelerini istedi. (Salahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, C.1, s. 27,29). Yıllarca Osmanlı Dışişleri'nde görev yapmış Stockholm Büyükelçisi Kürt Şerif Paşa, Paris Barış Konferansı'na katılarak “Bağımsız Kürdistan” talebinde bulundu. Hatta Paris'te yayımladığı bir kitapçıkta Kürt devletinin sınırlarını belirledi. (Sonyel, age, s. 28). Ancak “Bağımsız Kürdistan” projesinin baş mimarı İngiltere, tamamen kendi çıkarlarını düşünüyordu. İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919'da Londra'ya gönderdiği yazıda, “Kürt sorununa verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır. Kürtlerin ve Ermenilerin durumları beni hiç ilgilendirmez” diyordu. İngiliz Mr. Kidston da 28 Kasım 1919'da Londra'ya gönderdiği bir yazıda, “Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir” diyordu. Amiral Sir Robeck, 26 Mart 1920'de Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a şu bilgileri veriyordu: “Kürdistan Türkiye'den tamamen ayrılıp özerk olmalıdır. Ermeniler ile Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz. İstanbul'daki Kürt Kulübü Başkanı Seyit Abdülkadir ile Paris'teki Kürt delegesi Şerif Paşa emrimizdedir…” İngiliz Amiral Robeck, 28 Temmuz 1920'de Lord Curzon'a gönderdiği bir raporda, Sadrazam Damat Ferit'in, kendisine gelerek “Barış Antlaşması'na göre Kürtlerin ayrı bir devlet olacaklarını” belirtip “O halde, Kürtleri Mustafa Kemal'e karşı kullanalım” dediğini aktarıyordu. (Uğur Mumcu, Kürt İslam Ayaklanması, s. 24,25). Londra Konferansı'nda 26 Şubat 1920 tarihindeki oturum konusu Kürdistan'dı. O gün “Bağımsız Kürdistan”a karar verildi, ancak bölgedeki madenler üzerinde hangi ülkenin söz sahibi olacağına karar verilemedi. İngiltere ve Fransa anlaşamıyordu. Londra Konferansı günlerine ait, 16 Şubat 1920 tarihli bir belgede aynen şöyle deniliyordu: “İngiltere, Kürt devleti kurulmak istenilen bölgede çok fazla maden olduğundan emindir” (Erol Ulubelen, İngiliz Belgelerinde Türkiye, s. 207,208). Paris ve Londra konferanslarında karara bağlanamayan “Kürdistan Sorunu”, San Remo Konferansı'nda karara bağlandı. Konferansın 19 Nisan 1920 tarihindeki toplantısı sonunda hazırlanan “5 sayılı ek metin”le Kürdistan'ın sınırları çizildi. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması'nın “Kürdistan” maddeleri bu metne uygun olarak hazırlandı. Bu arada ABD Başkanı W. Wilson, Ekim 1920'de hazırladığı bir haritada, Anadolu'nun kuzeydoğusunu Ermenilere, güneydoğusunu ise Kürtlere bırakıyordu.

5 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması 18 Temmuz 1926'da Resmi Ceride ile yayımlanmıştır.

5 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması 18 Temmuz
1926'da Resmi Ceride ile yayımlanmıştır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp