Geçtiğimiz çarşamba, 11 Ekim ‘Dünya Kız Çocukları Günü'ymüş.
Oldum olası abidik gubidik gün yapıp, sonra da onları kutlamaya karşıyımdır…
Akşam eve geldim, şöyle oturup millet ne yapmış, nereye gitmiş, ne yemiş, ne içmiş bir bakayım dedim…
Aaa o da ne?
Herkes Instagram'a ya da Facebook'a kızıyla bir resim koymuş, altına da “Dünya Kız Çocukları Gününüz kutlu olsun!” yazmış.
Bu yaşa geldim (aslında çok da bi yaşa gelmiş sayılmam ama lafın gelişi), daha önce hiç böyle bir gün duymadım. Belli ki bu günü benim dışımda herkes biliyormuş! Kutlayan, kutlayana…
Tabii ben bütün bu paylaşımlara baktığımda akşam olmuştu ve güzel kızımla şöyle yan yana bir resmimizi koyamadım.
* * *
Geçmiş günü neden yazıyorsun diyorsanız; bilin, öğrenin de benim gibi gafil avlanmayın diye! Neyse ki ben sizin için araştırdım ve öğrendim.
Meğer benim düşündüğüm gibi “Hadi ‘Arkadaşlar Günü', arkadaşlarınıza mesaj atarak onları ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin” gibi bir şey değilmiş!
Kızlarıyla resimlerini koyan arkadaşlarıma da sesleniyorum; aslında bugün bir kutlama yapılmıyor!
Amaç; okula yollanmayan, eğitim hakları ellerinden alınıp, çocuk yaşta evlendirilen ve hayatına adeta bir hançer saplanan kız çocuklarının durumuna dikkat çekmek. Kız çocuklarını cinsel bir obje haline getirilip, küçük yaşta başlarını örtülüp bir an önce evlendirilmelerine karşı çıkmak… Abuk subuk fetvalar verip, kızların ikinci sınıf insan muamelesi görmeleri ve sosyal hayattan men edilmeleri için ellerinden geleni yapan yobazlara bir meydan okuyuş.
“Bakın işte bu benim güzel kızım” diye resim paylaşmak biraz günün anlamına uymuyor tabii ama olsun.
Esas anlamını bilelim de…
11 Ekim, ‘Dünya Kız Çocukları Günü' Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan ortak bir çalışma sonucu kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından yararlanmalarını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 2012 yılından bu yana kutlanan bir gün.
Böyle güzel bir amaç için yapılan çalışmada Türkiye'nin de adının geçmesi beni gururlandırdı açıkçası.
Ancak veriler vahim! Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde her yedi saniyede bir 15 yaşın altındaki bir kız çocuğu evlendiriliyor. Türkiye'de son 6 yılda evlenmek zorunda bırakılan kız çocuğu sayısı resmi rakamlara göre 232 bin. Son 6 yılda 142 bin çocuk anne oldu. Ayrıca ilköğretim çağında olup okuma gitmeyen kız çocuklarının sayısı, erkek çocukların sayısından 600 bin fazla. Bir de bunlara çıkarılmaya çalışılan tecavüz yasaları, müftülüklerin nikah kıyma yetkisi eklenince insanın yüreği acıyor gerçekten.
Bu ülke hepimizin, bu kızlar da bizim kızlarımız. Biz kızlarımıza sahip çıkmazsak ülkece kaybedeceğiz.
BEKLE ALLAH BEKLE
Hâlâ TEOG'dan bir haber yok!
Tamam kalktı da yerine ne geldi?
“Herkes istediği okula gidecek” dendi! Biz Robert Kolej istiyoruz! Ön kayıt yaptırabilir miyiz yani?
Bir de sınav yok diye sevinen saflar var! Tabii canım, yarın da Mars'ta koloni kuruyoruz!
Zavallı çocuklar karşılarına ne çıkacağını bilmeden çalışmaya devam ediyorlar.
Hani çocukları stresten kurtaracaklardı?
Bundan âlâ stres mi olur!
