Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

19/01/2017

Mevduata faiz veren ama kredi faizi almak istemeyen bankalar

Anlaşılan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli artan döviz fiyatlarından ve bir türlü canlanma sinyali vermeyen ekonomik durumdan ciddi şekilde tedirgin olmuş. Görevi icabı bu olumsuz tabloyu, olumluya çevirmek istiyor. Bu da son derece doğaldır. Danışmanlarıyla yaptığı toplantıdan sonra salı günü yaptığı bir konuşmada “Paranı bankada tutun; paranı o finans kuruluşlarının sahibine ver, onlar hiç yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun demektir. Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronları kimlerse onlar vurgunu vursun. Bu odur.“ dedikten sonra banka sahiplerine özet olarak “kredi musluklarını açmayan karşısında bizi bulur” şeklinde bir de ültimatom vermiştir. (Konuşma irticalen yapıldığı için cümle düşüklükleri vardır. Normaldir. Düzeltmeden aynen aldım.)

AKP'NİN ÜST AKLI ERDOĞAN'DIR

Kadir Has Üniversitesi Rektörü, üniversitenin Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından her yıl aralık ayında yapılan “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması” sonuçlarını, aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteciyle sohbet ederek kamuoyuna açıkladı. 91 sorudan oluşan ve Türkiye genelinde 1000 kişi ile yapılan mülakatlarla saptanan eğilimlerin en önemli bulgusu, toplumun en az yarısının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı mutlak şeklide desteklediğidir. Buna iktidar ortağı haline gelen MHP'liler de katılırsa, destek oranı daha da yükselmektedir. Erdoğan'a verilen destek “şartsız ve kayıtsızdır”. Bu yüzden çelişik cevaplar verilebilmektedir. Mesela AKP'lilerin çoğu, son bir yıl içinde ekonomik durumun kötüleştiğini ama ülke ekonomisinin çok iyi idare edildiğini söyleyebilmektedir. AKP'liler için Erdoğan bir “üst akıl” olmuştur. Doğru, onun dediğidir.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN HER SÖZÜ ÖNEMLİDİR

Cumhurbaşkanı'nın bankacılık için söyledikleri önemlidir. Ancak taraftarları indinde doğru kabul edilse de iktisaden yanlıştır. Çünkü halkın tasarrufunu emanet ettiği bankaların bir numaralı ödevi, girişimciyi desteklemek değil mevduatın bekçiliğini yapmaktır. Yani emanete ihanet etmemektir. Bu, aynı zamanda devlete karşı da sorumluluklarıdır. Çünkü mevduat “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu” tarafından sigorta edilmektedir. TMSF bu sigortayı yaparken bankalardan, “yüksek faiz alacağım, çok kâr edeceğim” tamahkârlığı ile halkın mevduatını, aldığı krediyi geri ödeyemeyecek reel sektör girişimcilerine vermemesini, yani “para batırıp, zarar edip iflas etmemesini” bekler. Bu amaçla banka yönetimlerini denetler, lüzum görürse mevduat toplama izinlerini iptal eder, gerekirse yönetimine el koyar hatta devletleştirir. Çünkü sonunda zararı halk görür.
Son söz: Kâr, milli geliri artırır; zarar, azaltır…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları