Top
09/05/2015

HDP'nin esnek seçim kampanyası

Siyasi partilerin seçim beyannamelerini açıklayıp miting programlarına başlamasıyla birlikte seçim kampanyalarını hangi strateji üzerine kurdukları da belli oldu. Gündemi uzun bir süre meşgul eden vaatler rüzgarının dinmesiyle birlikte seçimlerin ana gündem maddesi tekrardan HDP'nin alacağı oy oranı oldu. Radikal bir gelişme yaşanmadığı sürece, 7 Haziran gecesine kadar da bu konu belirsizliğini koruyacak.
HDP kampanyasına hızlı bir başlangıç yapmış olsa da önündeki matematiksel engel yerli yerinde duruyor. Türkiye özellikle 2002 yılından bu yana 'siyasi kemikleşme' olarak adlandırılan bir tablo ile karşı karşıya. Seçmen davranışının en değişken olduğu yerlerde bile bu oran yüzde 2-3 bandını geçmiyor. Bu durumda, HDP'nin en iyimser tabloya göre 1 milyon ekstra oya ihtiyacı var.
Kampanyasını bu tablonun bilincinde başlatan HDP, 13 yıllık iktidarında 9 seçim kazanmanın verdiği özgüvenle kampanyasını sürdüren iktidar partisini hem esastan hem de söylemsel olarak zorlayan tek parti konumuna yerleşti. Diğer partilerin seçim bildirileri ile estirdiği popülist rüzgarın dinmesi ile birlikte HDP'nin kimlik siyasetine yaslanan proaktif tutumu AK Parti karşıtı kitlenin çabalarıyla daha da görünür oldu.
HDP diğer muhalefet partilerinin açık bir seçim hedefinin olmamasını da kendi avantajı haline getirdi. Başka bir deyişle, CHP ve MHP'nin kazanıp kaybedeceği azami oy miktarının AK Parti'nin hedeflerine herhangi bir etkisinin olmayışının yarattığı çaresizliği, HDP kendi kampanyasına 'umut' olarak kanalize etmeyi belli bir ölçüde başardı.
Fakat HDP aynı anda birbirine değmeyen seçmen kitlelerine ulaşabilme gibi bir açmazla yüz yüze. Bunun için esnek bir strateji izliyor.
Siyasi kemikleşme hesaba katıldığında, ancak var olan seçmenine önemli miktarda yeni seçmen katarak hedefine ulaşabilecek HDP'nin yönelebileceği üç temel seçmen kategorisi bulunmakta: Yurt dışındaki seçmen, kararsız seçmen ve seçimlerde ilk defa oy kullanacak olan genç seçmen.

Genç partisi

Yurt dışı seçmenin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye vasatını yansıttığı açık bir şekilde anlaşıldı. HDP'nin bu alanda kayda değer bir fark yaratması mümkün değil. Diğer taraftan, kararsız seçmenin oy verme davranışının da Türkiye ortalamasını yansıttığı bilinmekte.
Yani, seçim günü karasız seçmenin kabaca yüzde 50'si AK Parti'ye, yüzde 25'i CHP'ye, yüzde 12,5'i MHP'ye ve son olarak yüzde 6'sı da HDP'yi tercih etmektedir. Siyasi literatüre 'altın oran' olarak geçebilecek bu seçmen davranışı HDP'yi bir genç partisi olmaya zorluyor.
Bu yüzden, HDP kampanyasının büyük bir bölümünü gençlik teması üzerine kurmakta. Batıdaki genç seçmeni cezbedebilme adına muazzam bir esneme gösteren HDP, doğu illerindeki yüksek seçmen sadakatine güveniyor. Türkiye şartlarında radikal atfedilebilecek bir seçim söylemi ile genç kitleyi hedefleyen HDP, Diyanet karşıtlığı ile Alevi gençleri, Erdoğan karşıtlığı ile Gezi gençliğini, feminist kadın söylemi ile genç kadınları arkasına almayı hedefliyor.
Bu hedef kitlenin PKK ve Öcalan gibi bagajları bulunan HDP'ye ne ölçüde yöneleceğinin, HDP'nin doğal tabanını boşlamasının ve toplumun çoğunluğunun değerlerini hiçe sayarak yürüttüğü kampanyanın sayısal karşılığını ancak 7 Haziran gecesi görülecek.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp