Hrant Dink cinayetini bilen, ihbarları hasıraltı eden Albay Ali Öz (dönemin Trabzon Jandarma Komutanı) sonunda tutuklandı. Öz, cinayetle ilgisi nedeniyle sorgulanmış, serbest bırakılmıştı. Görevi ihmalden 6 ay ceza almış, cezası ertelenmişti. Öz’ün cinayetin tam olarak neresinde olduğu, şimdi ortaya çıkabilir. Bu, cinayetin aydınlanmasına ciddi ölçüde yardımcı olabilir. Öz, 8 yıl önceki sorgusunda, kendisine gelen cinayet ihbarlarını “hatırlamadığını” söylemiş, kimse kendisine dokunmamıştı. Yargı ve bürokrasi, cinayetin aydınlanmasına direnmişti. 15 Temmuz’un ardından dosyalar yeniden açılıyor. “FETÖ’cü” engelin aşılabildiği oranda, gerçeklere ulaşma şansımız artıyor.

Ali Öz’ün geçmişi

Ali Öz, geçmişte de kritik cinayetlerde ismi geçmiş bir kişi. 23 Temmuz 2008’de Radikal’de, “Ali Öz unutsa da” başlıklı ve “Gün Gelir Ali Öz de Hatırlar” ara başlıklı yazımda şunları belirtmişim: “Albay Öz’ün bu kadar kritik bir cinayet ihbarını hatırlayamaması tarih kayıtlarına geçti. En iyisi Öz’ün geçmişte olanları hatırlamaması. Bizler ise Ali Öz’ün geçmişini hatırlıyoruz. (...) Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi’ne 26 Eylül 1999 tarihinde gece yarısı operasyonunda 10 tutuklu (...) öldürülmüştü. Otopsi raporu şöyleydi: ‘Ölümlerin çoğunun kafa ve kalbe sıkılan kurşunlarla meydana geldiği, cesetlerde ayrıca ağır darp izleri bulunduğu, kemiklerinin kırık olduğu’ (...) TBMM Araştırma Komisyonu bu katliamı doğrulayan ve sorumlularının cezalandırılmasını isteyen bir rapor hazırladı. Bu operasyona katılanlardan birisi de (...) Yarbay Ali Öz’dü. (...) terfi ederek başka göreve gönderildi. (...) Ulucanlar katilamından (...) sonra A. Taner Kışlalı bir suikastta yaşamını yitirdi. Olay yerine gelenlerin en başında yine Yarbay Ali Öz vardı. İlk saptamaları o yapmıştı. Kışlalı suikastı da hâlâ karanlıktaki yerini koruyor.

Onu kim yönlendirdi?

Bu kez durum biraz değişik. (...) Bu cinayeti planlayanlar, azmettirenler, kışkırtanlar ya da görmezden gelerek suça ortak olanlar, sanırım bu kadar büyük bir tepkiyi hesap etmemişlerdi. (...) Bu davanın ülkemizin demokratikleşmesi konusunda bir sınav olduğu düşüncesi geniş çevreler tarafından paylaşılıyor. (...)” 2008’deki yazım, şöyle bitiyor: “Bir gün gelir, Ali Öz de hatırlamaya başlar...” Ali Öz, son sorgusunda, bu kez olanları “hatırladı” mı? Bağlantılar ortaya çıkarılabildi mi? O, “Paralel Yapı”nın mı, “derin devlet”in mi elemanıydı? Acaba onu kim yönlendirmişti?