Top
Oral Çalışlar

Oral Çalışlar

oralcalislar@gmail.com

12/10/2016

Rusya’yla ittifakın imkanları ve riskler...

Türkiye’nin Rusya ile yeniden birlik ve ittifak yoluna girmesi olumlu. Rus uçağının düşürülmesi yanlıştı, Türk dış politikasının çok ciddi bir hatasıydı. Başlangıçtaki “komşularla sıfır sorun” söylemi, temelde olumlu bir söylemdi. Ancak işler planlanan şekilde gitmedi. Suriye ve Irak'ta iç savaş, Ermenistan’la iyi başlayan ilişkilere Azerbaycan engeli, İran'ın Suriye ve Irak üzerinde oluşturduğu etkili müdahale...

İsrail’le tırmanan gerginlik de bunlara eklenince, tablo iyice karıştı. Şimdi, kısmi bir iyiye gidişten söz etmek mümkün. Rusya, İran ve İsrail'le, düne göre daha iyiyiz. Batı’yla gemileri yakmak Batı’yla ilişkilere bakarsak: ABD ile, PYD konusunda, tamamen zıtlaşmış durumdayız.

Başkan adaylarından Hillary Clinton'un, PYD'ye silah vereceğini söylemesi, ayrışmanın boyutunu gösteriyor. AB ülkeleriyle zaten problemli bir noktada olan ilişkiler; OHAL ve geniş tutuklamalarla birlikte, daha da mesafeli bir hale geliyor. Evet, dış siyasetin karanlık koridorlarında, dengeler her an değişebiliyor, dostluklar düşmanlığa dönüşebiliyor. Tersi de mümkün: Yerinde çıkışlar, zamanlaması iyi ayarlanmış hamleler; başarılı sonuçlar verebiliyor.

Rusya ile ilişkilerin düzelmesinin ardından kazanılan inisiyatif, Cerablus harekatına imkan verdi. Türkiye, son günlerde, dünya politikasında, yeniden ilgi çeken, merak uyandıran bir pozisyona geldi. Dış politikada gücün rolü Dış politikada, gücünüzle, hedefleriniz arasında bir uyum olması şart.

Gücünüzü olduğundan büyük görmek de, olduğundan küçük görmek de, aynı oranda yanlış... Son dönemde, özellikle iktidara yakın bazı kesimler, Türkiye’nin bir “gladyatör devlet” gibi davranması yönünde bir hava içinde. Madalyonun diğer tarafına bakarsak: ABD ve Batı'da; özellikle İslam dünyasına karşı, birikmiş önyargılar oluşmuş durumda. Türkiye'deki gelişmeleri "kendi planladıkları projelere" aykırı görüyorlar. Öfkelenen, ötekileştiren, Türkiye'nin kendi istedikleri şekilde yönetilmediğini düşünerek, "Yeni Türkiye" beklentileri olan güç merkezlerinden söz edilebilir.

Batı'ya karşı çıkarken, (Batı'nın da vurguladığı) evrensel hukuk devleti normlarından uzaklaşmak, hayırlı değil. Eleştirelim, çifte standartlı davranışlara tepki gösterelim, uygarlık ve demokrasi gibi değerleri ise gözden kaçırmayalım. Demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü, insan hakları gibi kavramlar; Uygarlığın temel kavramları. Batı'ya kızıp yorganı yakmayalım.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp