Top
Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

22/10/2016

Türkiye ABD’ye rağmen vurdu

Fırat Kalkanı operasyonu başladığında konuştuğum eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin şöyle demişti (25 Ağustos 2016):“Türkiye açısından öncelik neydi? Kendi ülkesinin halkının güvenliğinin sağlanması ve PYD’nin ABD ile beraber tesis etmeye çalıştığı Kürt koridorunun önlenmesi. Bu harekâtla Türkiye kuzeydeki koridoru önleyecek, güneydekini de tehdit edecek bir pozisyona geliyor. O nedenle, şimdi değil ama güney koridorunun tamamlanması gibi bir gelişme olursa Türkiye ile ABD arasında bir çıkar çatışması çıkabilir.”

addAd('/128070660/Milliyet_Yazarlar/Detayici_300x250', [300, 250], 'Gad300250', true, 1, 0);

Şimdi o günlerdeyiz... Türkiye’nin uyarılarına rağmen PYDYPGFırat’ın batısındaki El Bab’ı alarak Menbic ile Afrin arasında güney koridorunu tamamlamaya niyetlendi. Ya da görünür politikası bölgeyi IŞİD’den temizlemek olan ABD, gerçek amacının Ortadoğu’daki gücü İsrail’in yanı sıra kendisine göbekten bağlı bir Kürt yapısını kalıcı hale getirmek olduğunu bir kez daha açık etti. O nedenle de Türkiye gereğini yaptı ve ABD’nin Suriye’deki kara gücü havasındaki PYDYPG’yivurdu, vuruyor. Yani Türkiye bu konudaki kararlılığını gösteriyor. Buna ABD’den şu ana kadar gelen tepkiler “Bölgede kordine edilmemiş operasyonlardan kaçınılmalı” gibisinden düşük profilli ancak aynısını Musul cephesi açısından söylemek mümkün değil. Çünkü orada da Türkiye’nin eğittiği askerlerin komutanı eski Musul Valisi Esil Nuceyfi’ye tutuklama kararı çıkarttıran perde arkasındaki güç ABD, Kürt devleti sevdasındaki kararlığını ortaya koymuş oldu.Bölünme tehlikesiBu gelişmeler üzerine dün Em. Korg. Pekin’le bir kez daha konuştum. Söylediği ilk şey şuydu:“Daha önce yapmamız gerekeni şimdi yapıyoruz. Bu çok isabetli oldu çünkü Türkiye’nin etrafı sarılıyor. Türkiye bir şekilde hem içerde hem dışarda PKK’yla ya da başka ad altındaki PKK’lılarla baş başa bırakılıyor ve bu gerçekten çok tehlikeli.”Devamı da şöyleydi: “Tehdit çok büyük ve mutlaka hem PYD’nin hem PKK’nın Kuzey Irak’ta, Suriye’de vurulması gerekiyor. Hatta Kandil’deki liderleri ve Avrupa’daki kadrolarının da takip edilerek etkisiz hale getirilmesi lazım. Başka çaremiz yok. Artık savunma durumundan taarruza geçmek şart. Türkiye bunu yapacak güce sahip, yeter ki iyi planlansın. Yani ‘o ne der, bu ne der’ gibi laflarla, düşüncelerle hareket etmesin. Bu işi şimdi yapmazsak, PKK’yı PYD ile birlikte ortadan kaldırmazsak, Kuzey Irak’ta PKK’nın Sincar, Musul dahil bazı yerlerde odaklanmasına izin verirsek Türkiye parçalanır, ülkenin bekası tehlikede.”ABD’ye mesajTürkiye’nin PYD’yi hedef alan bu operasyonları ABD’ye rağmen yaptığını, dolayısıyla da “O kadarda eli kolu bağlı ya da sana muhtaç değilim” mesajı verdiğini anlatan Pekin’in bundan sonrasına dönük öngörüleri de şunlardı: “Bunlar elbetteki ABD’yi rahatsız ediyor, buna bağlı olarak da Ankara’ya çok sayıda heyetler gelip gidiyor. Ancak hem Musul’daki gelişmeler hem de bölgede çok fazla gücü olmadığı için sesini çıkaracak durumda değil. Hava kuvvetleri var ama onun da büyük ölçüde güç bölgesi (İncirlik, Diyarbakır, Batman, Malatya) Türkiye’de. O nedenle, bu süreçte belki Türkiye’nin birkaç yerinde yine patlamalar olacak, olaylar çıkacak ama Türkiye’deki istihbarat teşkilatı ve yönetim aklı olası olayları, bombalı araçları tespit etme imkânına sahip, nitekim yapılıyor da. Daha önce yapılamasının nedeni birtakım Amerikancıların ya da FETÖ’cülerin bu konuda göz yummalarından kaynaklanıyordu. Üzerine gitselerdi şu ana kadar ne Ankara ne de başka yerdeki patlamalar olurdu...”Musul üzerine kirli oyunlarTürkiye haklı olarak Musul’da hem sahada hem masada olmak istiyor. Buna karşı ABD’nin başını çektiği birçok kirli ittifak ise bölgeye dönük parçalama ve paylaşım hesapları yapıyor. Bunun geçmişte yaşananların yeni bir versiyonu olduğuna dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramazan Topdemir şöyle diyor:“Musul’un Misak-ı Milli sınırları dışına çıkmasının en önemli nedenlerinden biri de 1925’te meydana getirilen Şeyh Said İsyanı’dır. Cumhuriyet döneminin en sarsıcı ayaklanmasını tezgâhlayan dış güçler, ülkemizi iç sorunlara boğarak, Musul’u diplomatik taktiklerle elde etmişlerdi. Bugün de buna benzer taktikleri görebiliriz. PKK, Ortadoğu’daki Kürtler ile ortak yönetim yerleri oluşturma hedefiyle üçüncü eylem planını devreye sokacaktır. Barzani, Bahdinan bölgesi olarak tabir edilen; Dohuk, Musul ve Erbil’de çok güçlüdür. Öcalan da buraya özel önem vermiş, uzun yıllar bu bölgede Barzani ile işbirliği yapmıştır. Bölgedeki aşiretler, Nakşibendî tarikatına mensupturlar. Barzani, Musul’daki değişimler için Türkiye’yi göz ardı etme riskine girmez. Ancak son sözü her zaman ABD’nin söyleyeceği bilinen bir gerçektir...”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp