Top
05/02/2018

İkram yarışı

Sanki zirve yarışı değil, ikram yarışı... Haftanın açılış maçında Beşiktaş iki puanı bıraktı. Cumartesi maçında Fenerbahçe, “Madem rakip gelemiyor, bari ben atayım” deyip kendi kalesine iki gol atıp, iki puan kaybetti. Galatasaray maçından önce Başakşehir sezonun belki de en kötü maçlarından birini oynayıp iki altın puan yitirdi.

Böyle bir fırsat bir sezonda kaç defa gelir? Oynamadan rakiplerinin kaybettiği ikişer puandan toplam altı puan kazanmışsın. Sivas karşısında galibiyeti yakalasan dokuz puanlık bir haftayı geride bırakıp lider olacaksın ki, sonrasında ipler tamamen senin eline geçecek.

Galatasaray böyle bir maçı kazanamadı. Bırakın kazanmayı, rakiplerinin ikişer puan kaybettiği haftada, kendisi üç puan yitirdi. Ama bu parasızlığın gözü kör olsun. Galatasaray’da para olsa, Fernando’nun sakat olduğu bir ortamda Ndiaye’yi satar mıydı, gidişine izin verir miydi? Fatih Hoca’nın dediği gibi bir takımı kurtarmak adına, bir oyuncusunu feda etti. Ama gördük ki Ndiaye ile Fernando’nun oynamadığı Galatasaray orta sahası ile, Sivas maçında izlediğimiz orta saha arasında dağlar kadar fark var. O orta saha sertti, rakibe nefes aldırmaz, pas yaptırmazdı. Sivas karşısındaki orta saha bunu beceremedi.

Sivas, maç boyunca orta sahada istediği gibi top dolaştırdı. En önemlisi Galatasaray’ın bu orta sahasının lideri yok. Oyunu kuracak, yönünü değiştirecek, hızlandıracak, yavaşlatacak, yani sazı eline alacak bir orta saha lideri... Transfer de bittiğine göre Belhanda’yı diriltmekten, Selçuk’u hazır, moralli ve güçlü tutmaktan başka çareniz yok.

Galatasaray’ın yeni sol beki Nagatomo fiziğiyle ufacık bir adam gibi görünüyor ama deyim yerindeyse kemik gibi... Hücuma çıkmaya hevesli... Fark yaratır mı derseniz, o sanki zor gibi... Sivas’ın ilk golünde Galatasaray savunmasının gene bir yüksek topa izin vermesi, penaltıdan gelen ikinci golde Denayer’in ceza alanı dışından başladığı faullü hareketini ceza alanı içine kadar sürdürmesi Galatasaray’a ağır bir fatura çıkarttı. Hücumda Rodrigues etkisini başkasında göremedik. Zaten Gomis bu maçta kendini izinli ilan etmiş gibiydi.

Türk futboluna yeni gençler kazandırmakla haklı bir şöhret yakalayan Samet Aybaba, Galatasaray maçında da Emre Kılınç’ı takdim etti. Emre kendine bakarsa, profesyonel gibi yaşarsa, futbolunu geliştirmeye uğraşırsa çok iş yapar.

Sivas son on beş dakikaya kadar maçı gerçekten rahat götürdü. Ancak son dakikalarda iki farklı galibiyetten beraberliği bile yakalanabilirdi. Sinan Gümüş’in doksanıncı dakikada boş kaleye gitmek üzere olan topunu Medjani’nin çıkarması mucize gibiydi.

Auremir, Rybalka, Ndinga, Sivas’ın iyileriydi. Kone, Bifouma elbette önemli oyuncular ama sanki saha içi disiplinleri ve sorumlulukları yeteri kadar yok. Her şeye rağmen büyük iş yaptı Sivasspor...

İlginç bir istatistik var. Galatasaray bir sezon dışında, hangi yıl  deplasmanda Sivasspor’u yendiyse o yıl şampiyon olmuş. Dün de dokuz puanlık maçı galibiyetle kapatabilse şampiyonluk için dev bir adım atmış olacaktı. Bunu başaramadı... Galatasaray, bu haftayı ve Sivas maçında kaybettiği puanları çok arar. 20. haftada adeta bir “hazine” bulmuştu, değerini bilemedi.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp