Top
02/09/2018

Şipşak Trabzon

Maç ilk 30 dakikada bitti, gerisi teferruat... İddia ediyorum, Trabzonspor’un yeni transferi Nwakaeme, ilk yarının son dakikasında attığı golü yarın antrenmanda PAF takımına atamaz. PAF takımı izin vermez, önüne yatar, vücudunu koyar, engeller, en azından rahatını bozar. Galatasaray savunmasına bakıyorum, Nwakaeme golü atarken, sahada “hatıra fotoğrafı“ çektiriyorlar...

Trabzonspor mütevazı transferler yaptı ama çarpıcı transferi içerden yaptı. Takımın coşkusu var, ruhu var... Kaç zamandır unuttuğu, hatta hatırlayamadığı duygular bunlar. Geçen yılı pas geçtikten sonra “ben ne yapıyorum“ diyen ve bu sezon kendine gelip oynayan, oynatan Sosa ile her zaman umut olan Yusuf kafalarını ve ayaklarını birleştirince, zaten “kartondan kale“ gibi olan Galatasaray savunması göz açıp kapatıncaya kadar kalesinde iki gol gördü... Şipşak Trabzonspor...

Fatih Hoca “stoper istiyorum “dedi olmadı, çaresiz kaldı stoperden vazgeçti, “santrfor istiyorum“ dedi, o da olmadı... Stoperleri “günah keçisi“ yaptık da, sağ kanatta o Mariano‘nun dağınık hali nedir öyle... Gomis gitti, golcü alamadın... İşte size fırsat... Eren Derdiyok, Sinan Gümüş bunu fırsata çevirsenize kardeşim... Sanki böyle bir dertleri yok... Hırsları, adanmışlık duyguları deseniz hiç yok... Ndiaye gittiği günden beri, zaten Fernando kendinde değil... Umarım Ndiaye ile birlikte Fernando o etkili görüntüsünü yeniden yakalar... Emre Akbaba’ya bakıyorum, takımın patronu olacakken, sıradan bir figüran gibi görüntü verdi... Oysa lider oyuncular böyle büyük ve sıkıntılı maçlarda büyürler... Takım iki golle yenik, daha ilk yarım saat bitmemiş, alın size Belhanda... Kırmızı kart intihar gibi... Birşey oynamıyorsun ama, hiç olmazsa sayısal olarak dengeyi bozmasana... Galatasaray’ın belki de ligdeki ilk önemli sınavıydı... Trabzonspor karşısında futbol makyajı döküldü... Sanki sadece Aslantepe’nin takımı gibiydi... Trübünlerde 50 bin taraftarı görünce, dünyanın en coşkulu, en tempolu seyircisini arkana alınca oynayacaksın, deplasmana çıktın mı takım olarak ortadan kaybolacaksın... Galatasaray‘ın futbol kimliği böyle “çift kişiliğe“ izin vermez... Ne oluyor, Aslantepe‘den dışarı çıktın mı, adam mı yiyorlar... İsyan et, kaybet, razıyım... O da yok...

Trabzonspor Nwakaeme‘yi iyi yakalamış... Sosa dönüş yapmış... Abdülkadir gelecek.. Rodallega’nın başlangıcı iyi... Unutulmasın, daha Burak Yılmaz ortada yok...

Tarihin ünlü komutanlarından Hannibal, 90 bin kişilik ordusuyla zorlu kış şartlarında Alpleri aşacak yol bulamayan komutanlarını cesaretlendirmek için “ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız“ demiş, o çaresizliğe isyan duygusu günümüze kadar gelmişti... Artık transfer bitti... Ne kadar istersen iste, ne stoper var, ne golcü... Önünde süper lig, dahası Şampiyonlar Ligi... Üstelik bu kadroyla... Fatih Hoca mevcutların içinden “ya bir yol bulacak, ya bir yol açacak“... Ama nasıl... Görünen o ki, sıkıntı büyük...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp