Yeni sezon başladı; transferler, kazanılan, kaybedilen maçlar... Daha şimdiden bütün kulüplerde stres var. Bu konuda Galatasaray çok şanslı. Fatih Terim gibi camianın çocuğu olan birisinin futbol şubesine bakması kulübe çok büyük bir artı getiriyor.
Bakın en büyük rakip Fenerbahçe, daha Cocu geleli 4 hafta oldu, ciddi ciddi tartışılmaya başlandı. Şenol Güneş, Beşiktaş’ı iki kez şampiyon yaptı, Devler Ligi’nde namağlup gruptan çıkardı, o bile tartışılıyor. Galatasaray bu konuda en huzurlu kulüp. Tolga Ciğerci ayrıldıktan sonra bir tweet atmış. Okudum ve çok etkilendim.
Yazısında, ‘Fatih Terim beni karşısına aldı. Uzun uzun futbol oynamam gerektiğini ya da bu sezon forma giymeden 1 milyon 924 bin euro para alıp belki de bir daha futbola dönemeyeceğim konusunda beni ikna etti. Ben de parayı elimin tersiyle itip oynayacağım bir kulübe gitmek için Galatasaray’dan ayrıldım’ demiş.
İşte Fatih Terim’in etkisi bu... Diyorum ya sadece hoca değil çok daha fazlası. Gomis’in gitme olayında ise Fransız futbolcuyu kazanmak için neler yapıldı. Benim kulağıma gelenleri yazsam olay olur. Hoca karşısına aldı konuştu, tekrar futbola döndürmek için sözler söyledi. Sonunda Gomis parayı tercih edince ‘nasıl mutlu olacaksan öyle yap’ dedi ve yollar ayrıldı.
Daha bunun gibi birçok örnek var. Siz zannediyor musunuz ki sadece Fenerbahçe’de, Beşiktaş’ta ya da başka kulüplerde sorunlar yaşanıyor, Galatasaray güllük gülistanlık! Kesinlikle böyle bir şey yok. Aynı sıkıntıları Fatih Terim de çekiyor. Ama tecrübesiyle, bilhassa Başkan Mustafa Cengiz ile müthiş diyaloğuyla, tribünlerin de büyük desteğini arkasına alarak sorunları sessiz sedasız aşıyor.
Bugün transferin son günü. Galatasaray taraftarlarının bazıları golcü alınmayacak mı diye feryat ediyor. Size şunu söyleyeyim bu gece 24’e kadar mutlaka kulüpten gidecek isimler de olacak, gelecek oyuncular da olacak. Başkan Cengiz, Abdurrahim Albayrak, Fatih Terim son dakikaya kadar çalışacaklar.
VAR’ın itibarı hakemlerin elinde
Üzülüyorum... Neden olduğunu anlatayım. Türkiye Futbol Federasyonu büyük araştırmalardan sonra büyük paralar harcayarak Avrupa’da yeni kullanılmaya başlayan Video Hakem Sistemi’ni Türkiye’ye getirdi.
VAR’ın yıpranmaması için hem video hakemlerin hem de maçları yöneten hakemlerin çok daha dikkatli olması lazım. Böyle bir şans yakalanmış. Yıllardır ülkemizde hakemler eleştiriliyor. Bunu iyi kullanmalıyız. Çünkü insanların futbolda hataların en aza indiğine inanmaları gerekir.
Şimdi bakıyorum, Beşiktaş-Antalyaspor maçında büyük hatalar var. Bunlar VAR’ın karışmadığı konularda oldu denilebilir. Olmaz böyle bir şey. O zaman bu orta hakemin yetersizliğini gösterir. Affedemediğim bir maç daha var. Canlı izledim Galatasaray-Alanyaspor karşılaşmasını. Alanyasporlu Barış, Emre Akbaba’ya öyle bir müdahalede bulundu ki bırakın sertliği, o pozisyonda Barış’ın gelişi bile kırmızı kart. Çünkü sakatlamak için geliyor. Maçın hakemi bunu hissedemiyorsa zaten işini yapamaz. Trabzonspor maçında da yanlış verilen bir faul, bordo-mavili takımın iki puanına mal oldu. Bunun için bütün hakemlerimizin daha dikkatli olması lazım.
Eskişehir’e üzülüyorum
Mustafa Denizli hocalık yaptığı sene Galatasaray maçıyla çakışmayan bütün Eskişehirspor karşılaşmalarına gittim. Müthiş bir taraftarı var. Hiç unutmuyorum o dönemde Giresunspor maçını seyircisiz oynadılar. Seyircisiz maça taraftar 26 bin bilet aldı, kulübe katkı olsun diye.
Şimdi konuşuluyor Eskişehirspor nasıl kurtulur diye. Orduspor, Mersin İ.Y, Samsunspor kurtarabildi mi kendini. Eskişehirspor’un da kurtulması mümkün değil. Bu maddi çöküş 10 yıl önce başladı, adım adım buraya gelindi. Hiç kusura bakmasınlar kulüp iyi yönetilmedi. Bu hale gelmesinin tek sebebi uzun zamandır Eskişehirspor’u yönetenlerdir.
