Top
Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

25/02/2018

Bu ne ciddiyet?

Spielberg’in “The Post”u basın özgürlüğü, gerçek gazetecilik, baskılara karşı haber verme cesareti üzerine bol bol düşündürdü - konuşturdu hepimizi. 1971’de Washington Post’un Pentagon belgelerini yayımlamaya karar verişini anlatıyordu film. Yayın yönetmeninin de gazete sahibinin de gözüpeklikleri etkileyiciydi tabii. Ama !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde bir belgesel izledim, cesaret denen şey yeniden tanımlandı kafamda.

Dünyaya gerçeği duyurmak uğruna canlarını ortaya koyan insanların hikayesiydi anlatılan. Öyle mecazi anlamda falan değil, gerçekten canlarını. Ve 40 yıl önce de değil şimdi, bugün, şu anda.

‘Raqqa is Being Slaughtered Silently’ (Rakka Sessizce Katlediliyor), 2014 yılında IŞİD tarafından ele geçirilip dünyayla ilişiği kesilen Rakka’da olup bitenleri duyurmak için kendiliğinden kurulmuş bir aktivist grup. Biri lise öğretmeni, öteki hukukçu, diğeri kameraman, sıradan genç insanlar hepsi. İşlerini yapmak, evlenip yuva kurmak, ‘normal’ bir hayat sürmek, bütün istedikleri bu. Ama ülkelerindeki hayat ‘normal’ olmaktan çıktığında kendilerini bunu insanlığa bildirmek zorunda hissediyorlar. Fotoğraflarla, videolarla, internet kesildiğinden uydu antenleri aracılığıyla, insanüstü çabalarla. Bunu yaparak IŞİD’in hedef tahtasına oturacaklarını bile bile.

‘City of Ghosts’ (Hayaletler Kenti), ‘Cartel Land’ ile Oscar adayı olmuş yönetmen Matthew Heineman’ın Sundance’den ödüllü son filmi. Kimisi Türkiye kimisi Almanya’ya göç eden, IŞİD yerlerini tespit ettikçe taşınan, Rakka’daki haber kaynaklarının gönderdiği bilgileri dünyayla paylaşan, kameralarının silahlardan güçlü olduğuna inanıp yurttaş gazeteciliği yaparak dikkatleri çekmeyi başaran beş altı arkadaşa odaklanıyor.

2015 yılında kendilerine verilen Basın Özgürlüğü Ödülü’ni almak üzere Batılı ‘meslektaşlarıyla’ bir arada oldukları törenle başlıyor film. Foto muhabiri “Gülümesesene dostum, bu ne ciddiyet” derken Hamoud Mohamed Almousa’nın gözlerindeki karanlıkla. Öyle ya ödül alıyorsun, gülsene, sevinsene...

Bu ne ciddiyet sahiden?

Rakka’da hayatın IŞİD’in sunduğu propaganda videolarında olduğu gibi güllük gülistanlık olmadığını, orada artık bir hayat olmadığını ortaya çıkardığın için sürekli tehdit ediliyorsun, sana ulaşamayınca babanı kaçırıp öldürmüşler, sen internetten infaz videosunu izlemek zorunda kalmışsın, kardeşlerinden biri sırf senin yakının olduğu için öldürülmüş, bu ne ciddiyet?

Grubunuzdan biri yakalanmış, cep telefonundaki görüntüler nedeniyle hayatından olmuş, size gazeteciliği öğreten belgeselci Naci Cerf Gaziantep’te güpegündüz, sokak ortasında vurulmuş, yarının var mı yok mu belli değil, hakikaten bu ne ciddiyet?

‘Hayaletler Kenti’ insanı insanlığından utandırıyor, bunu söylemek zorundayım. O yerlerinden yurtlarından edilmiş insanlar ölümün sürekli enselerinde olması yetmezmiş gibi bir de Berlin’de göçmenlerin defolup gitmesi için düzenlenen eylemi izlerken hele, bu utançla ne yapacağını bilemiyorsun.

İzlemesi çok zor ama mutlaka bulun, izleyin. Onlar bu gerçekle yaşıyor, biz de hiç değilse bu kadarını yapalım.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp