Top
Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

16/07/2018

Hangisi yılın skandalı?

Aynı ülkeden iki adet haber:

1- Şanlıurfa’da 14 yaşında bir çocuk rahatsızlanınca ailesi tarafından hastaneye götürüldü. Doğum sancısı çekmekte olduğu anlaşılan çocuk, abisi ve görme engelli dayısının tecavüzüne uğradığını söyledi. Gözaltına alınan abi ile dayı, dünyaya gelen çocukla ilgili birbirini suçladı.   

2- İki adet bekar kadının aşk yaşamakta olduğuna dair görüntüler ortaya çıktı.

Soru şu: Bu ikisinden hangisi ‘skandal’dır?

Bir çocuğun hiçbir yerde, evinde bile güvende olamaması, kendi ailesinden insanların tecavüzüne uğrayıp hamile kalması, o hamilelik dokuz ay gizlenemeyeceğine göre diğer aile fertleri tarafından da durumun örtbas edilmesi midir skandal, yoksa iki yetişkin insanın aşk yaşaması mı?

Haberlerin sunuluş biçimine bakılırsa “Yılın skandalı patladı” diye verilen ikincisi. İlki sıradan bir yurdum manzarası, ne şaşırtıcı ne de ‘skandal’ özelliği taşıyor.

İntizar ile Mustafa Ceceli’nin boşandığı karısı Sinem Gedik’e ait olduğu söylenen görüntüler öyle mi halbuki? Onlar iki gündür whatsapp gruplarında dolaşarak, sosyal medyayı esir alarak toplumuza dair bir turnusol kağıdı vazifesi görüyor.

Bir kez daha anlıyoruz ki bizde şiddet hayatın doğal akışının bir parçası, aşk, sevgi, öpüşme, sevişme, bunlar ayıp, yasak, günah.

Riyakarlık ve yalan kabul, insanların cinsel yönelimlerini özgürce yaşamaları ‘hassas’ noktamız. Evli bir erkek karısını aldattığında patlamıyor skandal, boşandığı karısı bir kadını sevdiğinde kopuyor.

Çocuğun velayeti onu doğuran, büyüten, koruyup kollayan annesinin değil, o çocuğun yaşayacağı travmayı hesaba katmadan annesini dünya aleme ‘rezil’ eden, hem de bunu yasal olmayan şekilde birisinin yatak odasınan alınan gizli görüntüleri yayarak yapan babanın hakkı oluyor.

Ahlak bir insanın evine gizlice girildiğinde, onun özel hayatı izinsizce ifşa edildiğinde değil, iki kadın birbirine aşık olduğunda zedeleniyor. Ve neticede utanmak ve bedel ödemek bu nefret suçuna imza atanlara değil, esasen kimseye hesap vermelerine gerek olmayan o iki insana düşüyor. Dört bir taraftan saldırıya uğruyorlar. Olan biteni “şaşkınlık ve üzüntüyle” medyadan izleyen Poll Production İntizar’ın şirketleriyle hiçbir bağının kalmadığını açıklıyor mesela alelacele. Nasıl bir gerekçe ile, hangi hakla? “Eşcinsellerle çalışmıyoruz” mu demek istiyorlar, ne diyorlar tam olarak? “Konu özel hayatı değil, bizi süreçle ilgili yanlış yönlendirip sanatçı – yapımcı güven ilişkisini sarsmış olması” gibi ikinci bir açıklama yapmışlar sonra. Mecbur mu insanlar çalıştıkları yere kiminle ne yaşadıklarını açıklamaya, anlamadım.

Durduğumuz nokta, iştahla takip edilen bir magazin haberinden çok daha kritik bir nokta. Şayet bu yasal olmayan şekilde elde edilen görüntüler mahkemede kabul görür – ki gördü bile - , Sinem Gedik’in çocuğunun velayetini kaybetmesine neden olursa, hem bir kez daha homofobi kazanacak hem de bir insanın yatak odasında ne olup bittiğinin herkesi ilgilendirdiği tescillenmiş olacak.

Olan en çok da altı yaşındaki bir çocuğa olacak diyebilmek isterdim ama ne yazık ki bu görüntüler ortalığa düştüğünde olanlar oldu zaten.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp