Top
Osman Müftüoğlu

Osman Müftüoğlu

yasasinhayat@hurriyet.com.tr

19/01/2017

Sezen'i birde benden dinleyin

Sezen’in kişisel duruşu da, sanat anlayışı ve manifestosu da tek bir sözcükte, “HAYAT” sözcüğünde gizlidir sevgili Cengiz.Bu bir tahmin ama zannederim boşuna yapmıyorum. Tahminimin ardında Sezen’le geçmişi 20 yıla yaklaşan bir dostluk, elimde de “taş gibi” bir kanıt (!) var. Bir faks mesajı o kanıt.15 yıl kadar önce, 2002 yılının Aralık ayında, yine böyle soğuk ve karlı bir İstanbul gecesinde yolladığı bir faks mesajı bu. Peki, ne mi yazıyordu o mesajda?Mesajın özeti tek cümleliktir:YAŞASIN HAYAT! Evet!Benim tanıdığım Sezen’in “MANİFESTO”su sadece tek bir sözcükte; “HAYAT!” sözcüğünde gizlidir. Sezen bu mucize sözcüğü daha da güçlendirmiş, şarkılarıyla, yorumlarıyla zor günlerimizin “hayat iksiri” haline getirmiştir... Sağ olsun, var olsun...

O faks neden geldi?

Sezen’den gelen o el yazısı faks mesajının nedeni, yazımını yeni bitirdiğim ilk kitabımın isminin ne olacağı meselesiydi.Bana göre iki kişinin fikri mühimdi. Süleyman Demirel ve Sezen Aksu... Kitaba ismi onlardan biri önermeliydi.Süleyman Bey rahmetli, “Doktor ben önsözü yazayım, isim bulma işini Sezen Hanım’a bırakayım” deyip topu Sezen’e atmış, bir kenara çekilmişti. Tam da o ara, ben Sezen’den kitaba isim önerisi beklerken elime ulaşan ve içinde kitabın isim önerisi ve Sezen’in hayata ilişkin notları olan mesajın hikâyesi budur. “YAŞASIN HAYAT!” önce o ilk kitabın ismi oldu. O kitap 40’ın üzerinde baskı yaptı. Sonra da gazetemdeki köşemin ve NTV’deki programımın adı olarak kaldı.

Her şeye inat Yaşasın Hayat!

O faks mesajında yazanlara gelince... Söz Sezen Aksu’nun:“Hayatta kalmaya çalışmak. Bunun dışındaki her şeyin önceki önemini kaybetmesi ve o ince çizgiyle o kadar yakınlaşmadan öğrenilemeyen o tuhaf duygu...İnsanın kendi ile ve hayat ile arasındaki görünmez perdenin kendiliğinden kalktığı, çırılçıplak gerçekle tanıştığı o sert an...Ne olursa olsun kaybedilmeyen ama enerjisi azalmış, kırık dökük bir ümitle razı olmaya direnilen bol gelgitli, güvensiz günler...Sizi sevenlerin iyi niyet ve şefkatle neredeyse aynı kelimelerle kurduğu bilindik, cılız moral cümlelerini yutamayan talihsizlerden biri olarak her şeyden şüphelendiğim günlerden birinde... ‘Bir insanı sadece fizik beden olarak algılamaya kalkarsanız işin içinden çıkamazsınız. Ruh ve beden bütündür. Ve henüz kitaba dökülmese de doğanın büyük aklının halk arasında ‘mucize’ olarak adlandırılan sıra dışı çözümlemelerine bu yüzden şaşılmaz...’İşte bu cümle bana hayatımı geri verdi. Zor teslim olanların kıymetini iyi bildiği bir iç huzuru ile HAYATA YENİDEN BAŞLAMAK... Kitabın adı bellidir: YAŞASIN HAYAT!”

D vitamini eksikliğinin 6 işareti

Kışın tam da ortasındayız ve güneşe hasret günlerin en uzunlarını yaşıyoruz. Güneşsizlik önce “D vitamini noksanlığı” ile vuruyor ruhumuz ve bedenimizi. Peki ne mi oluyor? İşte olanlar...1- DEPRESYON: D vitamini azlığının depresyon eğilimine yol açabileceğini gösteren güçlü kanıtlar var. 2013’te yapılan bir meta-analiz bu bilgiyi net ve açık olarak doğrulamış. Bir başka çalışmadaysa depresyon sorunu olanların yüzde 65’inde D vitamini rezervleri düşük bulunmuş. 2- SAÇ DÖKÜLMESİ: Saç dökülmesinin farklı nedenleri var. Sık karşılaşılan sebeplerden birinin de D vitamini eksikliği olduğu kesin. Özellikle bir tür bağışıklık bozukluğu ile bağlantılı saç kaybı probleminde (alopecia areata) D vitamini eksikliğinin önemli bir hazırlayıcı faktör olabileceği düşünülüyor. Hatta bazı hastalarda saça dışarıdan/doğrudan D vitamini analogu (calcipotriol) uygulanarak başarılı sonuçlar bile alınmış. 3- KAS AĞRILARI: Eğer sık sık tekrarlayan kas ağrılarından ya da inatçı ve gezici ağrılı sorunlardan yakınıyorsanız bu durumun da D vitamini eksikliği ile bağlantılı olabileceği aklınızda olsun. Güvenilir bir çalışmada (von Kanel ve arkadaşları/Painmed/2014) kronik kas ağrılarından yakınanların yüzde 71’inin D vitamini rezervlerinin olması gerekenin altında kaldığı belirlenmiş. 4- KEMİK AĞRILA-RI: D vitamini noksanlığının çocuklarda kemik gelişimini olumsuz etkilediği, menopozlu kadınlarda da kemik kaybını hızlandırdığı kesinleşmiş bir bulgu. Özellikle sırt bölgenizde ve belinizde geceleri belirginleşen ağrılardan yakınıyorsanız D vitamini rezervlerinizi kontrol ettirmelisiniz.5- YORGUNLUK ve BİTKİNLİK: Kronik yorgunluk ile D vitamini noksanlığı da yakından ilişkili sorunlar. Özellikle yorgun kadınların çoğunda problemin D vitamini noksanlığı ile bağlantılı olabileceğini gösteren çalışmalar var. Bir çalışmada (Ecemis GC ve arkadaşları/2013) bu bilgi net ve açık olarak doğrulanmış. 6- BAĞIŞIKLIK ZAYIFLAMASI: Sık tekrarlayan bakteriyel veya viral enfeksiyonlardan yakınıyorsanız ve de “Bağışıklık sistemim neden bu kadar zayıfladı?” sorusuna cevap arıyorsanız problemin D vitamini noksanlığı ile ilgili olabileceği aklınızda olsun ve D vitamini rezervinizi ölçtürün. Farklı merkezlerde yapılan çalışmalar gösterdi ki kış aylarında tekrarlayıp duran sinüzit, bronşit, orta kulak iltihabı, faranjit sorunlarından yakınanların pek çoğu ve soğuk algınlığı, nezle atakları yaşayanların önemli bir kısmı D vitamini fakiri kişilerdir. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp