Top
Güzin Abla

Güzin Abla

guzinabla@hurriyet.com.tr

19/01/2017

3 yıl flört ettik ama evlenince çok değişti

Güzin Abla, ben 22 yaşında genç bir kadınım ve ne yazık ki boşanma aşamasındayım.3 yıl süren bir flört döneminden sonra evlendiğim eşim, zamanla bambaşka biri oldu. Evlenmeden önce son derece iyi, uyumlu, bana çok değer veren bir insandı. Ona inandım, güvendim ve evlendik. Ancak evliliğim sırasında aksi, bencil, kavgacı hatta dayakçı biri olup çıktı. Ailesinden nefret ettiğini söyleyen adam gitti, annesinin kölesi olan, hatta annesinin bir sözüyle beni döven biri oldu.Bu duruma ancak 6 ay katlanabildim, baba evine dönüp boşanma davası açtım. Ancak şimdi o boşanmak istemiyor. Üstelik bana türlü iftiralar atıyor, hakkımda çirkin suçlamalarda bulunuyor. Böyle bir şeyi hak etmediğimi düşünüyorum. Ailem de çok üzgün. Kocam, tüm kazancımı elimden de alıyordu. Şimdi bu yüzden beş parasız da kaldım. Ne yapmamı önerirsiniz?◊ RUMUZ: ŞANSSIZ

YANIT

Kızım gençliğin ve saflığın yüzünden hatalı bir evlilik yapmışsın ama kendini daha fazla yıpratma, bitmek üzere işte... Artık mutlu olmalısın.Senin gibi gencecik bir kadın hakkında ne gibi iftiralar uydurabilir ki? Bence artık o sözlere ve dedikodulara da kulaklarını tıkamalısın. Bu dayakçı ve kötü adamdan kurtuluyorsun, onu düşün.Böyle olmasaydı çok daha iyiydi ama zararın neresinden dönülse kârdır. Daha çok gençsin. Kendine yeni bir yuva kurabilirsin. Bundan sonraki hayatına bak... Biraz kendini toparlayıp yeniden çalışmaya başlarsın. Bazı erkekler evleninceye, kandırıp kendine bağlayıncaya kadar bambaşka biri gibi gösterirler kendilerini. Evlenince gerçek yüzleri açığa çıkar. Bu sana acı bir tecrübe olmuş, bundan sonra seçeceğin insanı daha iyi tanımaya çalışırsın.Gelecekten ve insanlardan asla umudunu kesme. Dünyada hâlâ çok iyi ve dürüst insanlar var, inan bana. Umarım onlardan biriyle karşılaşırsın.

Bazı anneler kızlarına düşman

Sevgili ablam, “Annemden her gün dayak yiyorum” diyen genç kızın mektubunu yüreğim sızlayarak okudum. Çünkü kendi yaşadıklarımı hatırladım. “Bir anne kızını kıskanır mı?” diye soruyorsunuz, evet kıskanır hem de nasıl! Kıskanır da, döver de, söver de çünkü bu tür anneler daha doğduğu anda kızlarından nefret ederler.Biliyor musunuz, ben günde beş defa dayak yiyordum. Siz annelere konduramıyorsunuz belki ama herkes sizin kadar şanslı olamayabilir bu konuda. Çünkü ne yazık ki bütün anneler sizinki gibi melek (nurlar içinde yatsın) olmuyor.Size yazmaktaki gayem, daha 18 yaşına gelmemiş yeni yetmelerin aşk meşk meselelerinden daha fazla bu konulara eğilmeniz, toplumun dikkatini çekmeniz... Çünkü genelde o yaştayken insan bir çıkış yolu bulamadığında ya kaçmayı düşünüyor ya da intihar etmeyi. Maalesef sadece kocalarından dayak yiyen kadınlara dikkat çekiliyor ama anne babalarından dayak yiyen çocuk ve gençler nedense toplumun ilgisini çekmiyor.Hele “anneler melektir” denmiyor mu! Bütün anneler melek değil, bazı anneler melek, bazı annelerse şeytan... İşte ben de öyle bir şeytanla yaşıyordum. Gözlerinden nefret fışkıran bir anneydi benimki... Onun eziyetlerinden kurtulduğuma hâlâ inanamıyorum.◊ RUMUZ: K. B.

YANIT

Dediğiniz gibi sevgili okurum, anneler sizin ve diğer okurumun anlattığı şeytan tiplemesine hiç uymuyor benim düşüncelerimde. Ama sonuçta insan bu... Yaşadıklarımıza, olan bitenlere, insanların acımasızlığına bakınca, ister istemez “Evet, her şey olabilir” demek geliyor içimden. Annelerin evlatlarını sevgiyle sarmaları, onlara insanları sevmeyi öğretmeleri beklenirken, kendi canından kanından evladına hayatı zehir etmesi, ondan nefret ettiğini hissettirmesi, dayak atarak ya da davranışlarıyla eziyet çektirmesi elbette akıl alır gibi değil.Bu nedenle beni bağışlayın. Gerçekten ben dünyanın en iyi annelerinden biri tarafından sevgiyle sarılmıştım. Yalnızca bana değil, herkese sevgiyi öğretmek için çırpınan bir kadının kızıyım. Bu yüzden sizin için çok üzgünüm ama eminim hayat annenize hatalarını zamanla gösterecektir. Siz de ne olur her şeye rağmen ondan nefret etmemeye çalışın. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp