Top
Erdal Sağlam

Erdal Sağlam

erdal.saglam@radikal.com.tr

15/10/2018

Dünya Bankası toplantılarında yatırımcının Türkiye bakışı

Ancak hem piyasalarda kalıcı olumlu hava hem de orta dönemde istikrar sağlanması için daha epeyce yol alınması gerektiği açık. Yabancı yatırımcıların alınan tedbirlere bakışının çoğunlukla olumlu olmadığını, içerideki yatırımcıların da hâlâ önlerini görmekten uzak olduğunu söyleyebiliriz.

Geçen hafta yapılan Dünya Bankası toplantıları sırasında ortaya çıkan yatırımcıların Türkiye’de alınan önlemlere ve 12 aylık geleceğine nasıl baktıklarını sorgulayan bir anket çalışmasına ulaştık. Sonuçlar olumlu değil.

Önümüzdeki 12 aya ilişkin beklentilerini belirten ankete katılan yatırımcıların sadece yüzde 4’ü alınan önlemlerle istikrar sağlanabileceğini söylemiş. Yüzde 12’si önlemlerin başlangıç için olumlu olduğunu ama bankalara destek programıyla devamının gelmesi gerektiğini belirtmiş.

Dünya Bankası toplantılarında yatırımcının Türkiye bakışı

Ankete katılanların yüzde 46’sı alınan önlemlerin gerekenin altında kaldığını ve önümüzdeki süreçte sürekli borç çevirme sıkıntısının gündemde kalabileceğini kaydetmiş.

Geriye kalan yüzde 38 ise “Türkiye’deki makroekonomik politikalar ne kadar güçlü olursa olsun, eğer devletin kurumsal kapasitesi ve değişimi ile desteklenmezse geçici sonuç verecektir” diyor. Anket sonuçları yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilişkin olumsuz görüşlerinin açıklanan tedbirlerle değiştirilemediğini açıkça ortaya koyuyor. Aslında bunun da ötesinde, gelinen noktada sadece mali veya finansal tedbirlerin kalıcı bir iyileşmeyi sağlamaya yetmeyeceği, çok daha radikal yapısal ve kurumsal değişikliklere ihtiyaç olduğu da açıkça gözüküyor.

Yabancı yatırımcıların bu görüşleri, ister istemez Türkiye’deki yatırımcıları da yakından ilgilendiriyor. Çünkü tasarruf açığı büyük olan bizim gibi ülkelerde piyasanın yönü yabancıların davranışlarıyla büyük ölçüde belirlendiği için, yerli yatırımcı davranış belirlerken ister istemez bunlara bakıyor.

RADİKAL KARAR İHTİYACI

Birkaç gün önce yerli yatırımcıların ağırlıklı olduğu bir toplantıda bulundum ve yerlilerin de kaygılarını öğrenme fırsatım oldu. Yerli yatırımcılar arasında böyle bir anket yapılsa, aynı cümleleri kullanmasalar bile, benzer sonuçlar çıkacağını sanıyorum. Belki kurumsal kapasite kaygısını böyle dile getirmezlerdi ama bürokrasinin ve alınan kararlardaki teknik yetersizliklerle ilgili şikayetleri, benzer bir görüşü onların da paylaştığını gösteriyor.

Yerli yatırımcıların en çok üzerinde durduğu konuların başında kredi sorununun nasıl çözüleceği, banka sermayelerinin yeniden yapılandırmasının yapılıp yapılmayacağı, yapılırsa hangi yolla yapılacağına ilişkin soruların geldiğine şahit oldum. Ekonomi yönetiminin yaşanan ağır sorunlarının farkında olup olmadığını, yönetimin rasyonel yapılıp yapılmayacağını, neden geçmişten ders alınmadığını da haklı olarak sorgulamaya devam ediyorlar. Bu kapsamda ay sonunda Merkez Bankası’nın faiz artışına gidip gitmeyeceği de merak ediliyor. Bu konudaki soruların hala “Merkez Bankası’nın faiz artışına izin verilip verilmeyeceği “ biçiminde sorulmaya devam ettiğini de gördük.

Özetle; Rahip Brunson’ın serbest bırakılması, yöntemi tartışmalı olsa da, piyasada bir nebze rahatlama sağladı. Belki bugün piyasa açılışında kurlarda bir miktar daha gerileme bile olabilir. Ancak sorunun Rahip işinin çok ötesinde olduğu gerçeğinin, herkes gibi piyasa oyuncuları da farkında.

17 Ekim’de TBMM’ye sunulacak bütçe, 25 Ekim Merkez Bankası faiz kararı tabii ki piyasa hareketlerinde kısa dönem etkili olacak ama bunların etkisi de geçici olacak. Çok daha radikal kararlar gerektiği açık.

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp