Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

31/10/2011

Deprem öğretmenlerine tayin hakkı tanınsın

"ANNEME sarılarak uyuyabiliyorum, tek başıma yatmaya korkuyorum." "Gece olmasını hiç istemiyorum, gözlerimi kapatınca sürekli yıkıntıları görüyorum, çığlıkları duyuyorum." "Ölen arkadaşlarımın yüzleri gözümün önünden gitmiyor." "O evlere nasıl gireceğiz?" "Sürekli ağladığım için ailem televizyon izletmiyor"...
Bu ve benzeri cümleler Van'daki depremden kurtulmayı başarabilen genç öğretmenlere ait. Onlar tesadüfen yaşadıklarını düşünüyor. Yaşadıkları ve kaybettikleri arkadaşlarının acısı onları psikolojik olarak yıkıma uğrattı. Bir yandan da meslek aşkı geri dönmeleri gerektiğini söylüyor.
Ancak bu öğretmenler depremin travmasını psikolojik olarak atlatamadan 2 hafta sonra büyük acılar yaşadıkları görev yerlerine geri dönecekler, derslerine başlayacaklar. Oysa hem onlar hem öğrenciler psikolojik olarak yaralı, desteğe ihtiyaçları var. Kendileri travmanın etkilerini yaşarken, öğrencilerine yardımcı olmaları beklenecek.
Aynı travmayı 1999'da Marmara depremindeki öğretmenler de yaşadı. Ancak Eğitim Sen başta olmak üzere eğitimcilerin taleplerini dikkate alan Milli Eğitim Bakanlığı o dönemde "deprem öğretmenleri" için "istedikleri yerlere tayin hakkı" verdi. Çünkü öğretmenlerin de depremden büyük yaralar aldığını gören Bakanlık, onları deprem bölgesinde çalıştırmak yerine daha kolay yaşama tutunabilmeleri ve psikolojik olarak kendilerini toparlayabilmelerinin yolunun bölgeden uzaklaşmak olduğunu gördü. İşte 1999'da Marmara depremini yaşayan, İzmit ve Gölcük başta olmak üzere deprem bölgesinde çalışan öğretmenlere tanınan bu hak, başta Erciş olmak üzere Van'daki öğretmenlere de uygulanmalı. Bu uygulama yapılırken de öğretmenlerin görev süreleriyle ilgili bir sınırlama getirilmemeli, stajyer öğretmenler de yararlanabilmeli.
Bu deprem eğitim dünyasını da yıktı geçti. Yaşamını yitiren öğretmenlerin sayısı 68'e yükseldi ve sayının artmasından endişe ediliyor. Çünkü depremin olduğu gün 100'e yakın stajyer öğretmen Erciş'te "asil öğretmen" olabilmeleri için almaları gereken temel eğitim seminerlerine katılmıştı. 68'in en az 42'si stajyer öğretmen.
Öğretmenlerin isimleri okullara verilsin isteniyor. İsimleri yaşatılsın ama "hakları" da verilsin. Çünkü yaşamını yitiren bu gençler stajyerlikleri kalkmadan "öldükleri" için "asaleten öğretmen" değiller. Bu yüzden geride bıraktıları, eş, çocuk ve ebeveynlerine maaş dahil hakları geçmeyecek. Bakanlık bu öğretmenleri göreve başladıkları günden itibaren kamu görevlisi olarak kabul edecek ve haklarını ailelerine geçirecek yasal düzenleme yapmalı. Ölenlerin yakınlarına belli miktar tazminat vererek, bu konu kapatılmasın.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp