Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın YÖK Başkanı olarak üçüncü haftası başladı. Henüz kamuoyuyla vizyonunu paylaşmadı. YÖK'ü tanımaya çalıştığını ve bunun için de tüm komisyon toplantılarına katıldığını duyuyorum. Tam yapıyı anlamadan açıklama yapmak istemediğini daha önce yaptığımız görüşmede dile getirmişti. Umarım önümüzdeki günlerde ÖSYM'de olduğu gibi YÖK'te de sessizlik dönemi başlamaz. Çünkü ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, göreve atandıktan sonra ne gazetecilerin sorularını yanıtladı ne de bizlere sınav sistemiyle ilgili yapılacak çalışmalarda destek verdi. Şifre tartışmalarından sonra zaten ÖSYM'den gazetecilere yapılan açıklamalar da suçlayıcı nitelikte oldu. Oysa kendisinden önceki dönemde sınav sistemini de değişiklikleri de ÖSYM Başkanı'nından ayrıntılarıyla hem biz gazeteciler hem de rehberlik öğretmenleri dinleyebiliyorduk.
YÖK Başkanı Çetinsaya'nın aynı yaklaşımı göstermeyeceğini kendisini tanıyan ve bugüne kadar buluştuğu akademisyenler söylüyor. Önceki gün de 3 yıldır rektör olarak yer aldığı Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) toplantısına bu kez YÖK Başkanı olarak katıldı. Toplantının ardından rektörlere izlenimlerini sordum. Dezavantajı tecrübeli olmaması ama gençliğini, ataklığını ve hevesli olmasını da avantaj olarak görüyorlar. Hakkında olumsuz konuşan kişiye rastlamadım. Bilim insanı olarak nitelendiriyorlar. "Önce yol haritasını görelim" diyorlar.
Çetinsaya rektörlere yaptığı konuşmasına henüz 15 gündür kurumun başında olduğunu belirterek başlamış ve "4 yılın ayrıntılarını hemen vermemi istemek haksızlık olur" demiş. YÖK'ün denetim yapan bir kurumdan "vizyon geliştiren" yapıya dönüşeceğini ifade etmiş. Türk üniversitelerinin artık dünya ligine çıkması gerektiği ve diğer üniversitelerle yarışmasının şart olduğu Çetinsaya'nın dile getirdiği başka bir görüş olmuş. Yabancı üniversiteler gibi Türk üniversitelerinin de "dünya öğrenci pazarından pay almaları gerektiğini" vurgulamış. Dikkat çektiği bir başka nokta da yükseköğretimde "kalite" konusu olmuş ve akreditasyon sisteminin yaşama geçmesinin önemine işaret etmiş. Hazırlanacak YÖK yasa tasarısı taslağı için de "Yakında hepinize görüş için başvuracağım" demiş.
Çetinsaya'yı yükseköğretimde rahatsız eden bir nokta da ihtiyaçtan fazla açılan fakültelerin sayısının yüksekliği. Örneğin hukuk fakülteleri. Maliyeti olmayan bu fakültelerin akademik altyapısı tamamlanmadan hemen her üniversitede "Öğrenciler çok tercih ediyor" diye açılmasını akademisyenlerle görüşmesinde eleştiriyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde Çetinsaya'nın başkanlığındaki YÖK'ten, akademik kadrosunun tam olduğuna ikna edilmeden hukuk başta olmak üzere yeni fakülte açma izni almak zor olacak gibi görünüyor.