Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

28/05/2012

Uluslararası üniversite nasıl olur?

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya akademisyenler, rektörler ve sivil toplum örgütleriyle "Yükseköğretim Strateji" raporunu hazırlamak için toplantılar yapıyor. Bu toplantılarda yükseköğretimde uluslararasılaşmanın sağlanması gerektiği üzerinde duruluyor. Çünkü yükseköğretim günümüzde global bir pazar oldu. 3.3 milyon genç kendi ülkesi dışında başka bir ülkede okuyor. 1999'dan bu yana bu rakam yüzde 53 oranında arttı. Öngörü sayının birkaç yıl içinde 5 ila 8 milyona ulaşması. Bu pazarın değeri de 120 milyar dolar.
Türkiye'nin yurtdışına yılda ortalama 65 bin 459 öğrenci göndermesine karşın bu pazardan aldığı pay yalnızca 26 bin öğrenci. Üniversiteler, YÖK ve hükümet bu sayının artmasını istiyor. Sayı da ancak Türk yükseköğretiminin uluslararasılaşmasından geçiyor. Ancak o zaman yabancı öğrenci ve akademisyen Türk üniversitelerini daha çok tercih edecek.
Uluslararasılaşmanın temelinde ise tanınır olmak yatıyor. Tanındığınız sürece yabancı öğrenci ve akademisyen size geliyor. İyi bir bilim adamı sıradan bir üniversitede değil, tanınmış, saygınlığı bilinen üniversitede ders veriyor. Aynı durum öğrenci için de geçerli. Onlar da diplomasının tanınırlılığına bakıyor.
Tanınırlığınızı gösteren kanıtlardan biri uluslararası sıralamalarda yer alabilmek. Bunun için de akademisyenleriniz üretken olmalı, uluslararası konferanslarda bildiri sunabilmeli ve sıradan uluslararası dergiler yerine etki değeri yüksek dergilerde yayın yapmalı; bu yayınlar da atıf alabilmeli.
Bunların tümü nasıl gerçekleştirilecek? Başka ülke örneklerinde de kullanılan yollardan biri üniversiteleri ayırmak ve özel destek vermek. Ancak Türkiye bu yöntemi daha yaşama geçmeden rafa kaldırmak zorunda kaldı. 1990'lı yılların başında Turgut Özal döneminde Özel Statülü Üniversiteler kurulması kararı alındı, yasası çıkarıldı ve üniversiteler belirlendi. Ancak "siyaset işin içine girdi", siyasilerin isimlerini taşıyan üniversiteler de bu gruba sokulmak istendi. Tartışmalar çıktı, yasa uygulanamadı.
Tanınırlığı artıracak girişim olarak yabancı hoca transferi için de yasa çıkarıldı. Dünyanın en iyi üniversitelerinden ders verecek hoca getirilecekti. Bunun için de Türk akademisyenden 5 kat daha fazla maaş almalarını sağlayan düzenleme yapıldı, bir dönem uygulandı. Bu kez uygulamanın son bulma nedeni "komşu ülkelerden" tanıdık, akraba ve arkadaş hocaların getirilmesi ve bu yüksek maaşların onlara verilmesiydi. Bu kötü kullanım bugün de tanınmış üniversitelerden akademisyen transfer etmek isteyen üniversitelerin önünde engel olarak duruyor.
Ancak bu kötü örnekler bu yolların tekrar gözden geçirilmesine engel olmalı mı?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp