Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

27/10/2012

34 ülke arasında özerklikte en son sıradayız

YÖK Yasa Taslağı Üniversitelerarası Kurul’a gönderildi ancak akademik çevreler henüz bu konuyla ilgili sessizliğini koruyor. Kişisel sohbetlerde eleştiriler yükseliyor olsa da resmi açıklamalar henüz yok.

İşte bu dönemde Avrupa Üniversiteler Birliği’nin (EUA) üniversite özerkliğini inceleyen çalışmasına hem akademisyenlerin hem de taslağı hazırlayanların göz atmasında yarar var. Bundan bir süre önce OECD’- nin üniversite özerkliğiyle ilgili çalışmasında Türkiye sondan ikinci sırada yer almıştı.

EUA’nın 2 yıl süren ve 34 ülkedeki yükseköğretim sistemini inceleyen raporunda da özerklik bakımından Türk üniversiteleri yine en alt sıralarda bulunuyor.

Birlik önce özerklik açısından “akademik yapıya kimin karar verdiğine” bakıyor. Yani programlarını belirleme, yeni ders, bölüm açma konusunda karar vericinin kim olduğunu sorguluyor. Bunun yasayla düzenlendiği yalnızca 3 ülke var: Türkiye, Kıbrıs ve Lüksemburg. Bütçenin özerkliğine bakıldığında bütçesi hükümet tarafından kontrol edilip onaylanan ve harcamalarında özerk olmayan ülkeler arasında Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Yunanistan ve Sırbistan’la birlikte Türkiye yer alıyor. Türkiye, üniversitelerin bütçesini YÖK vermemesine rağmen onayı olmadan bütçenin kullanılmaması bakımından tek örnek olarak yer alıyor.

Kontenjanlarını ve öğrenciden alınacak ücretleri belirlemede yine Türkiye en alt sıralardaki ülkelerden. Rektörünü belirlemede “seçimle belirleyen” Belçika (Fransız kesimi), İspanya, İtalya gibi 12 ülke arasında Türkiye’nin adı sayılıyor. Ancak, akademisyenlerin oylarının rektör atamalarında ne kadar etkili olduğu ortada. YÖK, kendisine gönderilen listeyi dikkate almadan 2 oy alanı bile rektör olması için Köşk’e onaya gönderdiğinden Türkiye’yi “rektörünü seçimle belirleyen ülkeler” listesinde kabul etmek ne kadar gerçekçi olur tartışılır.

Hem OECD’nin hem de EUA’nın raporları tek gerçeğe işaret ediyor. O da Türk üniversitelerinin özerk olmadığına.

Bu nedenle yeni çıkarılacak yasanın da bu anlamda düzenlenmesi gerekiyor. Ancak taslakta özerklik konusunda soru işaretleri var. Örnek mi: “Konsey/mütevelli heyet”le yönetilecek üniversiteler belirlenirken akademisyenlerin oyları dikkate alınır” deniliyor. Ama arkasından gelen cümle, “Üniversitenin konsey/mütevelli heyetle yönetilmesine YÖK tek başına da karar verebilir”. Yani siz mütevelli heyet isteseniz de istemeseniz de nasıl yönetileceğiniz konusunda son söz YÖK’te.

Bu “Rektörler akademisyenlerin oylarıyla belirlenir” denilen ama oyların rektör atamalarının çoğunda dikkate alınmadığı bugünkü uygulamayı hatırlatmıyor mu?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp