Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

25/10/2014

Kadının üniversitede 100. yılı

TAM 100 yıl önce Kadınlar Dünyası Dergisi’ni yayımlayan Nuriye Ulviye, “Darülfünunu (üniversite) istemek bizim insanlık hakkımızdır. Bunu istemekte ne fevkaladelik görülüyor? Asıl fevkaladelik hakkımızın verilmemesidir” diye yazıyordu.

Türkiye’de kadının yükseköğrenim hakkını kazanması tam 100 yıl önce Nuriye Ulviye gibi bir avuç azimli kadının mücadelesi sonucunda gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu ile İstanbul Kadın Müzesi bir asır önce başlayan bu mücadeleyi hatırlatmak için 6- 8 Kasım tarihleri arasında hem sempozyum hem de sergi düzenleyecek.

İstanbul Kadın Müzesi Küratörü Meral Akkent’in gönderdiği posterler bakın bu mücadeleyi nasıl anlatıyor: Yükseköğrenim hakkı için ilk kampanyayı Kadınlar Dünyası Dergisi “Biz de maarif vergisi veriyoruz” diyerek yaptı. 7 Şubat 1914’te Darülfünun tarihinde ilk kez kadınlar için haftada 4 gün 14.00-16.15 saatleri arasında konferansları başlattılar.

12 Eylül 1914’te ise ilk kadın üniversitesi İnas Darülfünun’unu açtırdılar. Şimdi yerinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bulunan Zeynep Hanım Konağı’nın sağ bölümünde kadınlar, sol bölümünde erkeklerin okuduğu Darülfünun vardı. Türkiye’nin üniversiteli ilk 22 kadını, 24 Ekim 1914’te Matematik, Edebiyat ve Tabii Bilimler bölümlerinden oluşan Kadın Üniversitesi’ne başladı.

Üniversite açıldığında Osmanlı İmparatorluğu da I. Dünya Savaşı’na girmişti. 1918’de savaştan yenik çıkınca 13 Kasım’da İstanbul işgal edildi. Hükümet 5 ay sonra Kadın Üniversitesi’nin öğretim elemanlarının maaşlarını kesti. Nisan 1919’da Maarif Nazırı Ali Kemal, Darülfünun Müdürü Ahmet Naim’e kurumun kapatıldığını, kadın öğrencilerin Darülfünun’da fen ve edebiyat fakültelerinde erkeklerle birlikte okuyacağını bildirdi. Ancak Darülfünun Müdürü Ahmet Naim, kız ve erkek öğrencilerin “diz dize okumalarının” İslam dinine aykırı olduğunu söyleyerek karma eğitime karşı çıktı. Aynı binada kadın ve erkekler için sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 ayrı program hazırladı.

Kadınlar ise erkeklerle aynı kaliteli eğitimi istediklerini söyleyerek, dersleri boykot etti ve erkek öğrencilerin derslerine girdi. Önce edebiyat, fen ve hukuk fakültelerinde, 1921-1922 öğretim yılında da tüm üniversitede karma eğitim başladı. 1920’ler kadınların akademide ders vermeye başladığı yıllar oldu. İlk dekanlarını 1954’te, ilk rektörlerini 1974’te çıkardılar. Bugün THE 2013 raporuna göre 47.5 kadın akademisyen oranıyla Türkiye ilk sırada. Ama akademinin hangi kademelerinde etkin derseniz işte rakamlar:

21 kişilik YÖK Genel Kurulu’nda sadece tek bir kadın üye var. 10 kişilik denetleme kurulunun tümü erkek. 184 üniversitenin sadece 14’ünde kadın rektör var. Kadın dekanların oranı ise yalnızca yüzde 9. Anlaşılan bugün de akademinin 100 yıl önceki kadınların mücadelesi ruhuna ihtiyacı var.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp