TÜRKİYE’de siyasal iktidarların en kolay karar aldıkları mesleklerin başında öğretmenlik geliyor. Bu meslek son yıllarda öğretmen
açıklarını kapatmak için geçici politikaların kurbanı oldu. Açıköğretim fakültesi mezunları aracılığıyla İngilizce, felsefe ve sosyoloji mezunlarına verilen hızlandırılmış kurslarla rehberlik, çocuk eğitimi konusunda uzman olmayan usta eğiticiler ile de okul öncesi öğretmen açıkları geçici çözümler bulunarak kapatılmaya çalışıldı.
Bu kez de YÖK adeta eğitim fakültelerini ortadan kaldıran kararı uygulamaya koydu. Önce 4 devlet üniversitesinin fen ve edebiyat fakültelerine formasyon eğitimi vererek, mezunlarının öğretmen olmasının yolunu açtı. Şimdi de isteyen her üniversiteye bu hakkı tanıyacağını açıkladı. Oysa bu fakülte mezunlarının öğretmen olmasının önü kapalı değil. Tezsiz yüksek lisans mezunu olanlar da öğretmen olarak atanabiliyor. Kararla öğretmen olmada koşul, lisans üstünden lisansa indirilmiş oldu.
İşte tüm bu kararlar başta eğitim fakülteleri dekanları ile öğretim üyelerinin ve sendikaların tepkisini çekiyor. Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cevat Celep, “Öğretmen olmak bu kadar kolay hale getiriliyorsa neden eğitim fakültesi açıyoruz. Ben bir eğitimci olarak birkaç aylık kursla bilgisayar mühendisi olmak istesem bu mümkün mü?” diyor.
Sayıları 65’i bulan ve her yıl 40 binin üzerinde mezun veren eğitim fakültelerinden mezun işsiz öğretmenlerin sayısı 200 bini aştı. Fen-edebiyat fakültelerinden öğretmen olmak için yüksek lisansını bitirenlerin sayısının da 160 bin olduğu tahmin ediliyor. Bu kitleye yeni işsizler ordusunu eklemenin mantığını anlamak mümkün görünmüyor.