Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

24/05/2014

Eğitimli annenin çocuğu en iyi okula gidiyor

AİLENİN eğitim düzeyi ve geliri çocuklarının geleceğini de belirliyor. Üniversite mezunu anne ve babanın çocuğuysanız, güçlü bir sosyo ekonomik yapıdan geliyorsanız ve kardeş sayınız da azsa hem iyi bir liseye hem de üniversiteye gidiyorsunuz.

Aksi halde ya okulu bırakıyorsunuz ya da biraz şansınız varsa meslek lisesinde okuyorsunuz.

Ailenin eğitim ve gelir düzeyinin eğitime etkisine ilişkin yapılan araştırmalar da bu gerçeğe işaret ediyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin 1.5 yıldır üzerinde çalıştığı “Eğitim Sisteminde Eşitlik ve Akademik Başarı” başlıklı raporu bu gerçeği doğruluyor. Raporda yer alan bazı saptamaları paylaşmak istiyorum. 

Ailenin geliri, çocuğun hangi lisede okuyacağını belirliyor. Akademik başarıları yüksek fen liselerindeki öğrencilerin yüzde 51’inin ailesi en yüksek gelir grubundan. Bu oran meslek liselerinde yüzde 8.

Ebeveynin eğitimi okullaşma oranında etkili. Özellikle de annenin eğitim düzeyi çocukların geleceğinde daha belirleyici. 14-17 yaşları arasındaki lise çağındaki çocukların anneleri üniversite mezunu ise okullulaşma oranları yüzde 30, lise mezunu ise yüzde 24 artıyor. 

Babanın lise veya üniversite mezunu olması bu çocukların liseye gitmeleri üzerinde yüzde 20 oranında etkili. 

Üniversite mezunu olan aile reisleri, lise mezunu olanlara oranla çocuklarının eğitimine 3 kat fazla para harcıyor. Lise mezunları da ortaokul mezunlarına oranla çocuklarının eğitimine iki kat fazla yatırım yapıyor. 

Öğrencinin kardeş sayısı arttıkça ortaöğretimde okullulaşma olasılığı yüzde 2 civarında düşüyor.

Okula geç kayıt olan çocukların yüzde 75’inin annelerinin herhangi bir eğitimi yok. Bu çocukların ailelerindeki 15 yaşın üstündeki bireylerin yüzde 42’si ise okuma yazma bilmiyor. Ebeveynler çocuklarının yaşını bile hesaplayamıyor. 

Okulu terk eden çocukların yüzde 84’ünün anneleri hiç eğitim almamış.

Yaşadığınız bölge de ne kadar eğitim alacağınızı belirliyor. İlköğretimde bölgeler arasında farklar yüzde 2-3 civarında seyrederken, bu fark lisede 20 puana çıkıyor.

Rapor, Türkiye’de eğitimde en önemli sorunun eşitlik olduğunu gösteriyor. Eşitsizlik hem kız ve erkek çocukların okullulaşma oranlarında hem de bölgeler arasında yaşanıyor. Türkçe bilmeyen, yoksul, çalışan, engelli yani risk altındaki çocuklar bu eşitsizliği en yoğun yaşayanlar. Verilen teşvikler ve zorunluluk bile bunu bozamıyor. Eğitimde politikalar belirlenirken bu gerçekler dikkate alınarak düzenleme yapılmalı. Atılacak en önemli adım da erken çocukluk eğitiminin ücretsiz ve zorunlu hale getirilmesi.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp