MİLLİ Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya göre YÖK'ün hazırlayıp, Meclis'e teklif olarak sunması için bakanlığa gönderdiği YÖK taslağı "Günümüz koşullarına uygun değil ve üniversitelere de özerklik getirmiyor."
Bu görüşlere sahip olan Avcı'nın üzerinde zaten yeterli mutabakat sağlanamayan, hem devlet hem de vakıf üniversitelerinin eleştirdiği taslağı geri göndermesi bekleniyordu. O da bekleneni yaptı. Taslak YÖK'e iade edildi.
Avcı, Bakanlığa atanmadan kısa bir süre önce TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı sıfatıyla Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin dergisinde YÖK taslağıyla ilgili görüşlerini dile getirmişti.
Hazırlanacak bir taslağın teknolojik yenilik ve sektörel gelişmelere açık, akademik dünyayla ilgili genel bir çerçeve çizecek yapıda olması gerektiğini söyleyen Avcı, YÖK'ün hazırladığı taslağa ilişkin eleştirilerini ve önerilerini de sıralamıştı. İşte Avcı'nın görüşleri:
*Pek çok konunun yönetmeliklerle tanımlanması gerekirken, taslakta ayrıntılı olarak ayrı ayrı anlatılmış. Akademik kariyer ve yükselme koşullarından, disiplin konularına kadar herşey detaylı tanımlanmaya çalışılmış. Oysa dinamik ve hızla gelişen yükseköğretim gibi bir alanı böyle ayrıntılı ve kendi içinde çelişen, anlaşılmayan bir metinle tanımlamak yanlıştır.
*Üniversitelerin her birine kendi koşullarına göre düzenleme yapma imkanı sağlayacak bir çerçeve yasa hazırlanması gerekir. Bu pratik olarak zorunludur.
*YÖK antidemokratik koşullarda ve yalnızca 27 üniversite varken kuruldu. Oysa bugüne kadar pekçok değişiklik yapıldı. Mevcut yasa yamalı bohça gibi oldu. Bütünselliği ve tutarlılığı yok. Taslakta devlet ve vakıf yanında özel ve yabancı üniversitelerin kurulması da öngörülüyor.
*Çeşitlilik gösterecek üniversitelere öğrenci seçme sistemleri, öğretim üyelerini seçme ve akademik kariyer yükseltme, unvan verme gibi konulurda yetki verilmesi gerek. Ama taslak bunu sağlamıyor.
*Hazırlanacak yasa taslağı teknoloji ve sektördeki gelişmeleri hesaba katabilmeli ve zaman içinde karşımıza çıkabilecek yeni koşullara adaptasyon mekanizmalarını bünyesinde taşılamalı. Oysa bu taslak mevcut koşullar sanki en az 20 yıl daha aynı şekilde sürecek şekilde hazırlanmış.
*Kağıt üzerinde 'Şuraya bu kadar, buraya bu kadar öğrenci yerleşecek' demek pratikte işe yaramıyor. Özellikle vakıf üniversiteleri kontenjanları konusunda karar verebilmeli. Devlet üniversitelerinde bu farklı olmalı.
Avcı bu görüşlere sahipken ve hazırlanan taslak da bunları kapsamıyorken, bakanlığın bu taslağı kanun teklifi olarak Meclis'e göndermeyeceği ortadaydı. Bundan sonra YÖK üyelerinin yanı sıra üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve belki iş dünyasından da temsilcilerin de içinde yer aldığı başka bir komisyonun yeni bir taslak hazırlaması gerekecek.
Bu görüşlere sahip olan Avcı'nın üzerinde zaten yeterli mutabakat sağlanamayan, hem devlet hem de vakıf üniversitelerinin eleştirdiği taslağı geri göndermesi bekleniyordu. O da bekleneni yaptı. Taslak YÖK'e iade edildi.
Avcı, Bakanlığa atanmadan kısa bir süre önce TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı sıfatıyla Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin dergisinde YÖK taslağıyla ilgili görüşlerini dile getirmişti.
Hazırlanacak bir taslağın teknolojik yenilik ve sektörel gelişmelere açık, akademik dünyayla ilgili genel bir çerçeve çizecek yapıda olması gerektiğini söyleyen Avcı, YÖK'ün hazırladığı taslağa ilişkin eleştirilerini ve önerilerini de sıralamıştı. İşte Avcı'nın görüşleri:
*Pek çok konunun yönetmeliklerle tanımlanması gerekirken, taslakta ayrıntılı olarak ayrı ayrı anlatılmış. Akademik kariyer ve yükselme koşullarından, disiplin konularına kadar herşey detaylı tanımlanmaya çalışılmış. Oysa dinamik ve hızla gelişen yükseköğretim gibi bir alanı böyle ayrıntılı ve kendi içinde çelişen, anlaşılmayan bir metinle tanımlamak yanlıştır.
*Üniversitelerin her birine kendi koşullarına göre düzenleme yapma imkanı sağlayacak bir çerçeve yasa hazırlanması gerekir. Bu pratik olarak zorunludur.
*YÖK antidemokratik koşullarda ve yalnızca 27 üniversite varken kuruldu. Oysa bugüne kadar pekçok değişiklik yapıldı. Mevcut yasa yamalı bohça gibi oldu. Bütünselliği ve tutarlılığı yok. Taslakta devlet ve vakıf yanında özel ve yabancı üniversitelerin kurulması da öngörülüyor.
*Çeşitlilik gösterecek üniversitelere öğrenci seçme sistemleri, öğretim üyelerini seçme ve akademik kariyer yükseltme, unvan verme gibi konulurda yetki verilmesi gerek. Ama taslak bunu sağlamıyor.
*Hazırlanacak yasa taslağı teknoloji ve sektördeki gelişmeleri hesaba katabilmeli ve zaman içinde karşımıza çıkabilecek yeni koşullara adaptasyon mekanizmalarını bünyesinde taşılamalı. Oysa bu taslak mevcut koşullar sanki en az 20 yıl daha aynı şekilde sürecek şekilde hazırlanmış.
*Kağıt üzerinde 'Şuraya bu kadar, buraya bu kadar öğrenci yerleşecek' demek pratikte işe yaramıyor. Özellikle vakıf üniversiteleri kontenjanları konusunda karar verebilmeli. Devlet üniversitelerinde bu farklı olmalı.
Avcı bu görüşlere sahipken ve hazırlanan taslak da bunları kapsamıyorken, bakanlığın bu taslağı kanun teklifi olarak Meclis'e göndermeyeceği ortadaydı. Bundan sonra YÖK üyelerinin yanı sıra üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve belki iş dünyasından da temsilcilerin de içinde yer aldığı başka bir komisyonun yeni bir taslak hazırlaması gerekecek.
