Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

19/12/2011

Atanamayan öğretmene 'Okullar Hayat Olsun'

MİLLİ Eğitim Bakanlığı'nın yaşama geçirmek için adımlarını attığı bir proje var: "Okullar Hayat Olsun" Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer bu projeyle okul bahçelerinin öğrencilerin oynamaktan mutluluk duyacağı şekilde düzenleneceğini, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere açık, genç, yaşlı, kadın, erkek herkesin yaşam boyu öğrenme merkezi gibi kullanacağı, ortak yaşam alanlarına dönüştürüleceğini söylüyor. Bahçelerde çocuklar spor yaparken ve oyun oynarken, aileleri de değişik sosyal ve kültürel etkinliklere katılacak. Bunun için de okulların kapısına eğitim öğretim faaliyetinin olmadığı ara ve yaz tatilleri başta olmak üzere hafta sonları ve akşamları kilit vurulmayacak. Okullar ve bahçeleri 24 saat açık olacak.
Bu projenin yaşama geçirilmesi için büyükşehir belediyeleri ve bakanlıklarla protokoller de imzalanmaya başlandı. Okulların eğitim öğretim dışında bu faaliyetlere açık olması ve sözü edilen faaliyetleri yürütebilmesi için mutlaka bir kadroya ihtiyaç olacak. Milli Eğitim Bakanı Dinçer'e önerim ihtiyaç duyulacak kadro için "atanması yapılmayan 300 bini aşkın öğretmen adayını" bu projenin kadrosu olarak kullanmak. Öğretmen olmak için eğitim almış, Türkiye'nin eğitim alanında yetişmiş insan gücünü oluşturan bu gençlere "Kabiliyetlerine uygun başka iş bulsunlar" sözü yerine bu soruna da çözüm bulmaya yönelik bir formül oluşturmuş olur. Üstelik de içinde bulundukları ve sorumlusu olmadıkları bu durumda onları yalnız bırakmadığını gösterir.
Unutmayalım eğitim fakülteleri Türkiye'nin ihtiyacı olan öğretmenleri yetiştirmek için kuruldu. YÖK'ün ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bugüne kadar yaptığı "plansız" çalışmalar yüzünden sürekli yenisi açılan ve kontenjanları artırılarak, sonunda bugün yaratılan "atanamayan öğretmenler ordusunun" sorumlusu olarak bu fakültelerin mezunlarını görmek haksızlık.
Atanması yapılmayan öğretmenler yine KPSS puan sıralamasına göre "Okullar Hayat Olsun" projesinin gerektirdiği saatlerde ve günlerde açık olacak okulların kadrosuna alınabilir ve öngörülen bu faaliyetler de böylece "işin uzmanları" tarafından verilir. Üstelik de spordan İngilizce başta olmak üzere dil eğitimine, rehberlikten el işi etkinliklerine kadar tüm bu faaliyetleri gerçekleştirebilecek "dev bir atanmayı bekleyen öğretmenler kadrosu" Milli Eğitim Bakanlığı'nın elinin altında duruyor.
Bakanlığın olanakları tüm bu öğretmenleri atamaya yetmeyeceği ortada. Ancak eski Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer'in de söylediği gibi yetişmiş eğitimli bu kadroyu da en iyi biçimde kullanmak ve bu insan kaynağını da yok etmemek gerekiyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp