ÖĞRETMENLİK mesleğinin yetiştirmesinden mesleki kariyer basamaklarına kadar tüm aşamalarının tartışılacağı Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı dün Antalya’da başladı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen bu çalıştaydan beklenen bakanlığın oluşturmayı planladığı öğretmen stratejisi için yol haritası çıkması. Zaten açılışta Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de bu yöndeki beklentisini dile getirdi. Öğretmenlerin bugün olduğundan çok daha iyi yetiştirilmesi, çok daha etkin yöntemlerle seçilmesi ve sürekli olarak gelişimleri için her türlü imkânının sağlanması gerektiğini söyleyen Dinçer’in konuşmasından aklındaki öğretmen seçim sistemi ve meslekte nasıl eğitim almaları gerektiği de şekillendi. Dinçer öğretmen seçiminde iki ülkenin tercihleri üzerinde duruyor. Biri Singapur, diğeri de Finlandiya. Singapur’da sadece bir öğretmen adayının göreve başlayıp başlayamayacağının belirlenmesine yönelik gözlem, görüşme, inceleme ve değerlendirme süreci 6 ay sürüyor. Bu süreç sonunda adayın öğretmenlik yapıp yapamayacağına karar veriliyor. Finlandiya’da da benzer bir seçim süreci var ve öğretmen seçimlerine yapılan staj çalışmalarının sonucunda karar veriliyor, her on adaydan sadece birinin öğretmenliğe başlamasına onay veriliyor. Zaten KPSS’nin yetersizliğini daha önce dile getiren ve alan sorularıyla öğretmen sınavı olması gerektiğini vurgulayan Dinçer verdiği bu örneklerle “staj deneyimlerinin” de dikkate alınacağı bir sistemin gerekliliğini vurguluyor. Dinçer bundan sonra dikkate alınacak noktayı da belirtiyor: Hizmet içi eğitim. “Hiç kimse okul yıllarında ya da meslek yaşamının başlarında edindiği bilgiyle, beceriyle yetinemez. Hiçbir doktora 3-4 yıllık bir uygulamalı eğitim sürecini tamamlamadan ‘Hasta sizin, buyurun ameliyat edin’ denilmiyorsa, öğretmenden de daha ilk günden tek başına bir sınıfa girip bütün sorumlulukları yerine getirmesi beklenemez” derken bundan sonra öğretmenler için “Bu mesleği yapıp yapamayacaklarına karar verilecek” uzun bir staj döneminden ve sürekli hizmet içi eğitimden söz ediyor. Bundan sonra öğretmenler sık sık “performans olarak da değerlendirilecekleri” zorunlu hizmet içi eğitim seminerlerine hazır olsun. Ancak öğretmenlerin uzun süredir duymayı istedikleri bir sözü de Dinçer, telaffuz ediyor: “Öğretmenlik bir ihtisas mesleğidir.” Bugüne kadar mektupla her lisans mezununun öğretmen olmasına izin veren Milli Eğitim Bakanları’nın görüldüğü, mevsimlik işçi anlayışıyla ücretli öğretmenlik uygulamasının yaygınlaştırıldığı, her fakülteye öğretmenlik kapısını açma anlayışına sahip YÖK’ün olduğu Türkiye’de en azından öğretmenliğin bir ihtisas mesleği olduğunu kabul eden bir Eğitim Bakanı olması çok önemli.
