Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

14/07/2012

Yüzde 15 başarı nasıl yakalanamaz?

 HER yıl olduğu gibi bu yıl da Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) sonuçları eğitim sisteminde bir sorun olduğunu gözler önüne serdi. Yine 5 testte yüzde 50 başarı sınırı aşılamadı. Üniversite sınavlarında 4 yıllık derslerin toplamından soru çözülürken, SBS’de aynı yıl içindeki derslerden sorular yöneltiliyor. 4 yıldır yalnızca 2010 yılında Türkçe testinde yaklaşık yüzde 57 başarı yakalandı. Bu öğrencilere en eski soru olarak okulun açıldığı ilk gün öğrendikleri dersten yöneltiliyor. Buna karşın sınav barajını aşmak için gereken yüzde 15’lik başarıyı yakalayamayan yani 100 sorudan 15’ini yapamayanların sayısı 23 bin. Yani 100 sorudan 15’ini yanıtlayamamışlar. Başvurduğu halde 22 bin öğrenci sınava girmedi. Onların da “başarılı olamayacağı endişesi” taşıdıklarını düşündüğümüzde 45 bin çocuğun yüzde 15 sınırını aşamadığı ortaya çıkıyor. Üstelik 166 bin çocuk da sınav için başvurmamış durumda.

Tüm bu sayılar bize ilköğretim 8. sınıfta okuyan 200 binin üzerindeki çocuğun “başarılı” olamadığını gösterir. Bu sınavın “eleme değil, seviye belirleyen sınav” olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanlığı’nın öncelikle sınava çocukların neden katılmadığını ve yüzde 15 başarı sınırını aşamayanların hangi illerde ve hangi okullarda okuduğunu saptaması gerek. Bakanlık son 3 yıldır reklam amaçlı çok fazla kullanıldığı için okul başarılarını açıklamıyor. Bu “haklı” uygulamasına karşı çıkıyor değilim. Çünkü bunun nasıl öğrenim ücretlerine yansıdığını ve bazı okulların kendi içlerinden derece yapacak öğrencilerden oluşturduğu 10 kişilik butik okullar kurarak “yıldızlaştığını” yıllardır takip ediyorum. Ancak bu sınavlarda nasıl bu kadar kötü sonuçlar alındığının da araştırılması sorunun nereden kaynaklandığını anlamak açısından önemli. Bu sonucu tek başına öğrenciler almıyor. Ancak “kötü tablodan” yalnızca öğretmenlerin sorumlu tutulmasına da karşı çıkarım. Öğretmenler eğitim sisteminin bir parçasıdır. Geçtiğimiz günlerde Bahçeşehir Kolejleri’ndeki öğretmenlere eğitim vermek için gelen Washington Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tom Stritikus’la yaptığımız görüşmede de “öğretmenin başarıdaki etkisini” konuştuk. Stritikus’un da vurguladığı gibi öğretmenin başarıdaki rolü çok büyük, büyük fark yaratır ancak tek başına öğretmen yeterli değildir. Eğitimin metodolojisi, öğretmenin niteliği, okulların fiziksel yeterlilikleri, aile ve çocuğun sosyal çevresi bunların tümü başarının oluşmasında etkilidir. Stritikus’un da değindiği gibi tüm bu bütünü gözden kaçırmadan bu başarısızlığın neden kaynaklandığını ve çözüm yollarını bulmak gerekir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp