Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

11/02/2015

Tıp ve hukuktan sonra sıra eğitimde

 

ÖĞRENCİLER arasında yüzlerce puanlık farklar olunca geçtiğimiz günlerde YÖK, “kaliteyi sağlamak” için bu yıl tıp ve hukuk fakülteleri için “başarı sırasını” taban puan olarak kullanma kararı aldı. Bu uygulama önümüzdeki yıl başka fakülteleri de kapsayacak. İlk düşünülen fakültelerden biri de eğitim fakülteleri olacak.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2015 Mali Performans Programı incelendiğinde de bunun ipuçlarını görmek mümkün. Bu fakültelerde de tıpkı hukuk ve tıp fakültelerinde olduğu gibi bir dizi değişiklik yapılması gündeme gelecek.

Eğitim fakültelerini “en başarılı öğrencilerin” tercih etmesi hedeflenecek.

Öğretmen niteliğinin öğrenci başarısındaki etkisinin farkında olan her ülke de zaten “öğretmenini” dikkatle seçerek alıyor ve yetiştiriyor.

Geçtiğimiz günlerde PISA’daki başarıları ile dikkat çeken Finlandiya’da öğretmenlerin nasıl seçildiğini ilk ağızdan dinleme fırsatı bulmuştum. Finli Harvard Üniversitesi akademisyeni Pasi Sahlberg, “Ülkenin en başarılı ve parlak öğrencileri öğretmen olmak ister. Bu gençler çok zor bir tarama sisteminden geçerler. Her yıl notları çok yüksek 8 bin 500 genç başvurur ama sadece 800’ü işe alınır” demişti.

Türkiye’de de son birkaç yıldır öğretmenlerin niteliğini artırmak gerektiği konuşuluyor. Ancak önce yapılması gereken kanunda da “özel bir ihtisas mesleği” olarak tanımlanan öğretmenlik mesleğine gereken saygıyı gösterebilmek.

Bunun için de uzaktan eğitim hatta yaz okulları programları açarak pedagojik formasyon verilmesine son vermek. Çünkü eğitim fakültelerinin 4-5 yılda verdiği eğitimi 7 haftaya ve 35 güne “eşitleyen” bu uygulamalarda ne nitelik kaygısı var ne de bu mesleğe bir saygı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp