BUGÜN Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) geleceğini etkileyecek çok önemli iki gelişme yaşanacak. Birincisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın YGS soruşturmasının sonuçlarını açıklaması olacak. Savcılığın "sürprizli" diye nitelendirdiği bu soruşturma raporu Ankara 7. İdare Mahkemesi'nde YGS'nin geleceği hakkında görülen davanın gelişimini de etkileyecek mi bilinmez.
ÖSYM, savcılığın bilirkişi raporuna dayanarak, sınavın sonuçlarını açıkladı ancak asıl beklemesi gereken idare mahkemesinde görülen bu davanın sonucuydu. Bu mahkemede "şifre" iddiası nedeniyle sınavın yürütülmesinin durdurulması talebiyle bir öğrencinin açtığı dava görülüyor. Günün ikinci gelişmesi de ÖSYM'nin bu dava için vereceği savunması olacak. Son güne kadar mahkemeye yanıt vermeyen ÖSYM süresinin dolduğu bugün "şifre" iddialarına karşı savunmasını, "şifre" iddialarına karşı yapılan soruşturmanın raporunun tamamlandığı gün yapmış olacak.
ÖSYM'nin mahkemeye sunacağı savunması da hazır. Savunmasını savcılığın bilirkişi raporuna dayanak yapacak ve Başkan Ali Demir'in öğrencilere gönderdiği mektupta da itiraf ettiği gibi "şifre sehven var" diyecek ama "yararlananın, bundan fayda sağlayan olduğunun kanıtlanamadığını vurgulayacak.
Mahkemenin bu savunmayı nasıl değerlendireceğini önümüzdeki günlerde vereceği karar ile göreceğiz. Mahkeme yürütmenin durdurulması talebini kabul ettiği takdirde YGS yok sayılacak. Eğer ÖSYM itiraz etmezse YGS tekrarlanacak. Kısaca YGS'nin geleceği Ankara 7. İdare Mahkemesi'nin kararına bağlı.
ÖSYM tarihinde sonuçlarına bu kadar itiraz edilen bir başka sınav daha olmadı. Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'un da vurguladığı gibi 20 bini aşkın genç puanlarının yanlış hesaplandığı gerekçesiyle ÖSYM'ye itiraz dilekçesi verdi. Koncuk'un da dikkat çektiği gibi bunlar arasından LYS'lere girme hakkını yitirenler olursa önümüzdeki süreçte neler yaşanacak? O zaman mahkemelerde binlerce LYS'ye giremeyenlerin açtığı davalar mı yığılacak?