ÖĞRETMENLERDEN onlarca e-mail ve telefon geliyor. Hepsi dertli, sorunlarının bir an önce çözülmesini istiyorlar. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, yılda iki kez şubat ve ağustos aylarında yaptığı özür grubu öğretmen tayinlerini "yalnızca yaz aylarında" olmak üzere bire indirdi.
"4-5 ay daha beklesinler" diyerek, kararı haklı bulanlar olabilir. Ancak özür grubu tayinlerinin hangi gerekçelerle yapıldığını hatırlamakta yarar var. Bunlardan birincisi "eş durumu". Birbirlerinden hatta çocuklarından en az 1.5 yıldır ayrı görev yapan öğretmenler şubat ayında aileleriyle buluşmayı bekliyordu. Onlar beklemeye devam edecek. Oysa Anayasa'nın 41. maddesinde "Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri alır" der.
Özür tayinlerinin bir başka gerekçesi de sağlıktır. Sağlık sorunları varsa ya da ailesinin bir ferdi sağlık sorunu yaşıyorsa öğretmenin özür tayini isteme hakkı olur. Bir başka gerekçe eğitimdir. Lisansüstü eğitim yapmak isteyenler de bu haktan yararlanır.
İşte tüm bu "keyfi olmayan gerekçelerle" yapılan tayinler şimdi yılda bir kez olacak. Ancak özür grubu tayini isteyeceklerin sayısı için "Yalnızca 300 kişiler" diyerek, tayin hakkının bire indirilmesine gerekçe oluşturulmak istenmesini anlamak zor. Mağduriyeti, talepte bulunan kişilerin sayısına göre mi belirleyeceğiz? Bir kişinin bile mağdur olmasıyla binlerce kişinin mağdur olması arasında fark nedir?
Özür grubu mağduru öğretmenlerin seslerini duyurabilmek için sendikalar da eylem hazırlığında. Türk Eğitim Sen de öğretmenlerin, eşleri ve çocuklarıyla cumartesi günü Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaparak, kararın değişmesini isteyecek.
Öğretmenler de Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'den özür grubu tayini isteyenlerle empati kurmasını ve "ailesinden ayrı kalan, sağlık sorunlarıyla boğuşan, yüksek lisans ya da doktora yapan öğretmenlerin durumunu" anlamasını istiyor.
Öğretmenlerin yaşadıklarını anlatan mesajlardan bazılarını paylaşmak istiyorum.
"Mardin'de öğretmenim. 1.5 yıldır eşimden ve biri anaokuluna biri de ilköğretime giden iki çocuğumdan ayrıyım. Ailemle birleşebilmek için özür tayini hakkımı kazandım ancak bu hak elimden alındı. Aile bütünlüğümüz bozulmasın."
"1.5 yıllık evliyim. Ben Antalya'da eşim Hakkâri'de görev yapıyor. Henüz birlikte oturamadık. Aile olmamıza izin verilsin."
"Kızımın sağlık sorunları nedeniyle tam teşekküllü bir hastanenin olduğu yere gitmemiz gerekiyor. Köyde çalıştığım için eşimi ve çocuğumu yanımdan gönderdim. Eşim tek başına hastalıkla uğraşıyor. Yanlarında olmam gerek."