Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

08/09/2014

Çocuğunuz okula başlamaya hazır mı?

4+4+4 eğitim yasasından sonra ailelerden sık sık “Çocuğum okula başlamaya hazır mı?” sorusunu duymaya başladık. Çünkü bu yasayla birlikte zorunlu okula başlama yaşı da değişti. 72 ay yerine 60 ayını dolduran çocuklar 1’inci sınıfa başladı. Yasanın yürürlüğe girdiği ilk yıl 66 ayını dolduran her çocuk zorunlu olarak 1’inci sınıfa başlayacaktı. Çocuğunu okula yollamak istemeyen ailenin önünde ise tek seçenek vardı. O da çocuğu için “Bedenen ve zihnen gelişmemiştir” raporu almak.

Geçen yıl bu yasada değişiklik yapıldı; 69 aya kadar ailelerden artık bu rapor istenmiyor. Ailenin dilekçe vermesi yeterli. Ancak 66 ayını doldurduğu halde çocuklarını “hazır olmadıkları” için okula yollamak istemeyen aileler yine bu raporu almak zorunda. 60 ayını dolduran çocuklar ise aileleri isterse okula başlayabilir.

Eğitimciler bir çocuğun okula başlaması için “okul olgunluğuna erişmesi” gerektiğini söylüyor. Bu olgunluğu eğitimci Prof. Dr. Ayla Oktay, “Okul olgunluğu çocuğun o zamana kadar başaramadığı öğrenmeleri ve davranışları herhangi bir kırıklığa uğramadan başarıyla gerçekleştirebildiği zamanı işaret eder” diye tanımlıyor.

Bu döneme ulaşan çocuk o zamana kadar yapmakta veya öğrenmekte zorlandıklarını kolaylıkla yapabilir ve öğrenebilir hale geliyor. Bu kavram sadece okuma-yazma öğrenmekle sınırlı değil. Çocuğun okula isteyerek gelmesi, okuldan ve orada yapılanlardan hoşlanması son derece önemli. Oktay, çocuğun okula hazır olup olmadığını gösteren birçok ipucu bulunduğuna işaret ediyor.

Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

-Çocuk kendi başına ne kadar süre bir etkinlikle uğraşabiliyor? Bu süre 20 dakikanın altında ise okula başlaması risk oluşturur.

-Başladığı bir işi uygun şekilde tamamlayabiliyor mu?

-Kendine ait örneğin yemek yemek, giyinmek, tuvalete gitmek el yıkamak, ayakkabılarını giymek gibi işleri başarı ile yapabiliyor mu?

-Annesi olmadan yabancı bir yetişkinle rahatça kalabiliyor mu? Burada yetişkin, bir bakıcı ya da öğretmen olabilir.

-Diğer çocuklarla olumlu ilişkiler kurabiliyor mu?

-Paylaşma, sırasını bekleme, arkadaşları için kendi isteklerini erteleyebilme, sessiz dinleme gibi özellikleri var mı?

-Kendini rahatça ifade edebiliyor mu? Duygularını anlatabiliyor, empati kurabiliyor mu?

-Renkler, sayılar, seslerle ilgili sorulara uygun cevaplar verebiliyor mu?

-Okumaya hazırlık becerileri olarak sesleri tanıma, el göz koordinasyonu sağlayabiliyor mu? Örneğin kalem tutabiliyor mu? Basit çizgileri, çizip geometrik şekilleri tanıyor mu?

Eğer çocuğunuz bunları yapamıyorsa “Okula başlasın” diye ısrar etmeyin ve çocuğunuza “Yapamadım” hayal kırıklığını yaşatmayın. Unutmayın; okula ilk adım attıkları anda yaşayacakları bu hayal kırıklığı kara bir bulut gibi tüm geleceklerinin üzerinde asılı kalacak.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp