Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

06/12/2014

‘Karma eğitime son verilsin’ inadı

BUGÜN 19. Milli Eğitim Şûrası’nın 4 ayrı komisyonunda başta 1. sınıfta din dersinin zorunlu olmasını da içeren öneriler genel kurulda oylanacak. Şûrada Eğitim Bir-Sen başta olmak üzere bazı katılımcılar “karma eğitimin sona erdirilmesi” kararını çıkarabilmek için her yolu deniyor. Önce okullarda yaşanan şiddet olaylarının gerekçesi olarak “kızlı erkekli eğitimi” gösterdiler ve “karşı cinse olan farkındanlığın” okullarda düzeni sona erdirdiğini savundular. Ancak bu öneriler komisyonlarda kabul edilmeyince dün Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu deneyecekleri yeni yöntemi açıkladı: Genel kurula karma eğitime son verilmesi önergesi sunulacak.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Müsteşar Yusuf Tekin ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Emin Karip’in “Şûranın karma eğitim ile ilgili gündem maddesi yok” açıklamalarına rağmen ısrarla bu konuda şûradan karar çıkarılmaya çalışıldığını izliyoruz.

Üstelik de yasalar kız ve erkek okullarının açılmasına izin vermiyormuş gibi sunuluyor.

Bu yüzden tekrar tekrar hatırlatmak gerekiyor.

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesi “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” diyerek, kız ve erkek okullarının zaten açılabileceğini söylüyor. Tıpkı Erenköy ve Çamlıca Kız Anadolu liseleri gibi sadece kızların gittiği okullar zaten var. Kız imam hatip ortaokulları ve liseleri de eğitim sisteminde yer alıyor. Sadece İstanbul’da mesleki ve teknik eğitimde 102 tane kız lisesi var.

Öyleyse “Yasa kız ve erkek okullarının açılmasına izin vermiyor, biz bu okulların da açılmasını istiyoruz” söylemi gerçeği yansıtmıyor. İstenen kız ve erkek çocukların aynı binada eğitim görmelerini sona erdirmek.

Şûra kararlarının tavsiye niteliğinde olduğu, alınan kararların eğitim politikalarına yön vermeyeceğini söylemek de gerçeği yansıtmıyor.

Şûra kararları güncel eğitim politikalarını bizzat belirliyor.

Unutmayalım, ilköğretimin 8 yıl ve kesintisiz olmasıyla ilgili 1996’daki şûrada alınan kararın bir yıl sonra yaşama geçirilmesinde olduğu gibi, 4+4+4 ile ilgili çıkan yasanın dayanağı olarak da 2010 yılında yapılan şûrada alınan karar gösterildi.

Bu yüzden şûra kararlarının “yaşama geçirilmek zorunda olmadığını” savunmayalım.

Önümüzdeki yıl ilkokul 1. sınıflarda din dersi zorunlu hale getirilirken şûrada alınan kararlar dayanak olarak gösterilecek ve “Her kesimden katılımcı bu kararı istedi” denilecek.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp