Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

03/04/2011

ÖSYM bu soruları yanıtlasın

YÜKSEKÖĞRETİME Geçiş Sınavı’nda (YGS) soru ve cevap anahtarındaki şifrelerin yalnızca basına dağıtılan kitapçıkta olduğunu savunarak, kitapçığın herhangi bir adaya verilmediğini “Doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerlerinin değiştirildiğini” açıklayan ÖSYM’nin yanıtlaması gereken sorular var.
Birincisi bu soru kitapçığını başka adaylara vermediğini kanıtlamak ÖSYM’nin sorumluluğunda. Bunun için de önce kendisi soruşturma istemeli ve kapısını bilgisayar yazılım programcılarından oluşan bilirkişilik yapabilecek soruşturma ekiplerine açmalı.
Bu ekipler de sınava giren 1 milyon 692 bin 345 kişi için hazırlanan “kaynak kodu” olarak adlandırılan yazılım programını denetlemeli ve ilk olarak gerçekten ÖSYM’nin iddia ettiği gibi sınava giren yaklaşık 1.7 milyon kişiye soru seçenekleri ve şıkları farklı kitapçık hazırlanıp hazırlanmadığını ortaya çıkarmalı.
Ancak uzmanlara göre istenirse bu yazılım programı ile oynamak ve değiştirmek çok basit. O yüzden bu yöntemden daha sağlıklı olan bir başka yol var. Boğaziçi Üniversitesi’nde 30 yıldır ölçme değerlendirme dersi veren Prof. Dr. Ali Baykal, bu yöntemin de bilirkişinin sınava giren öğrencilerin kitapçıklarını ve cevap kâğıtlarını incelemesi olarak açıklıyor. Sınavdan en yüksek puanı alan adayların kâğıtlarının incelenmesini öneren Baykal, “Bu öğrencilerin her birinin cevap anahtarlarının ve soru kitapçıklarının farklı olup olmadığı incelenmeli. Çünkü insanların aklında artık bir soru işareti var. Böyle bir şifreleme yapıldıysa affediler bir durum olamaz” diyor.

BU TEKNOLOJİYE SAHİP Mİ?
ÖSYM’nin yanıtlaması gereken bir başka soru da 1.7 milyon öğrenci için ayrı soru kitapçığını basacak teknolojiye sahip olup olmadığını kanıtlamak. Geçtiğimiz eylül ayında ÖSYM’ye Başkan Vekili olarak atanan, tekstil mühendisliği konusunda çalışmaları bulunan ancak ölçme ve değerlendirme konusunda bugüne kadar hiç çalışma yapmamış olan Prof. Dr. Ali Demir’den önce bu yatırım yoktu ve böyle bir yatırım da planda yer almıyordu. Çünkü eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, “Her öğrenci için tüm soruların yerlerinin değiştirilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle“ böyle bir düzenleme yapmayı düşünmüyordu. Demir de ÖSYM’yi yeniden yapılandıracağından söz ederken, 1.7 milyon öğrenci için soru kitapları basacak teknolojik altyapının matbaada sağlandığı konusunda bilgi vermemişti. Bu basımı matbaanın gerçekleştirdiğini de kanıtlamak zorunda.

KULAK İÇLERİ ARAŞTIRILDI MI?
YGS’yi “Şimdiye kadar yapılmış sınavlar içinde güvenliği en düşük sınav” olarak nitelendiren eski ÖSYM Başkanı Yarımağan’ın dikkat çektiği nokta türbanla girişe izin verilen sınavda “kulakların içinin kontrol edilmemesi.” Yarımağan, “Bu kadar çok güvenlik önlemi alınması bir şeyleri kapatmak için miydi? Çünkü soru ve cevap kağıtlarının üzerinde adayın fotoğrafının olması, soru kitapçıklarının farklılığı güvenlik önlemi değildir. Kopya kulak içi aletlerle çekiliyor. Sınava kaç kişi kulaklarını kapatarak girdi? Ben başörtüsü demiyorum. Kulakların kapatılması diyorum. Kulaklarını kapattıysan dışarıdan kopya alırsın” diyor.

KIZLARIN OKULLARI ARAŞTIRILSIN
İstanbul’daki 8 okulda da yalnızca kızların aynı okullarda sınava alınmasının “tesadüf” olmadığının altını çizen Yarımağan, bu okullarda sınava girenlerin kâğıtlarının da araştırılmasını istedi. Yarımağan’ın, şifreli olduğu ortaya çıkan sorularla ilgili yorumu ise şöyle: “Bu tesadüf diye açıklanamaz. Bu kadar da tesadüf olmaz.”

SORUŞTURMA AÇILSIN
Bundan sonra izlenmesi gereken başta üniversitelerden olmak üzere uzmanlardan oluşan ÖSYM ve YÖK’ün dışında bağımsız bir komisyonun bu konuyu araştırması.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp