Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

01/08/2016

Üniversitelerde ‘YÖKSİS’ ve ‘akademisyen’ üçkâğıdı

 

Akademide “üçkâğıt” bir türlü bitmiyor. Her defasında “Bu kadar olmaz” dedirtecek türden üçkâğıtlar ortaya çıkıyor. Bu köşede defalarca 500 dolar karşılığında başta Pakistan, Malezya ve Hindistan’da çıkarılan ve yayın kurullarını Türk “akademisyenlerin” oluşturduğu dergilerde 500 dolara makale yayımlatıp bunlarla hem teşvik hem de akademik unvan alanları yazdık.

Atıf sayılarını yükseltebilmek için “çakma dergi”ler kurup, birbirlerine atıf yapan, sonunda uluslararası kurumların bile farkına varıp veri tabanlarından attığı “atıf çetelerini” dile getirdik. Türkiye akademisinin adını uluslararası arenada nasıl kirlettiklerini anlattık.

Düzmece konferanslar düzenleyenleri, bir otel odasında aynı gün hatta aynı saatte birkaç konferans yapılmış ve burada bildiri sunmuş gibi gösterip, bunlardan teşvik alanları, unvanı yükselenleri, CV’leri bunlarla allayıp pullayanları zaten bütün akademi isim isim biliyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı araştırmanın sonuçları “Akademide hırsız var” diye bağırtacak sonuçları ortaya koyuyor. Çünkü bu araştırmaya göre master ve doktora tezlerinin üçte biri intihal yani çalıntı.

Ancak son üçkâğıt yine “pes” dedirtecek türden.

Bu üçkâğıt “YÖKSİS ve YÖK Akademik Arama”da yaşanıyor.

Önce YÖKSİS ve YÖK Akademik Arama’nın ne olduğuna bakalım. Yükseköğretim Bilgi Sistemi (YÖKSİS) yükseköğretim kurumları ile ilgili tüm bilgilerin toplandığı bir veri tabanı. Yükseköğretim kurumları kendi akademisyen kadrosunu, öğrenci sayısını, mezunlarını, yayınlarını kısaca tüm bilgileri bu sisteme yüklüyor. YÖK, üniversitelerin program açma taleplerini değerlendirirken koşulları taşıyıp taşamadıklarına bu sisteme bakarak, karar veriyor. Çünkü belli bir programın açılabilmesi için aranan öğretim üyesi sayısı şartı var. Örneğin lisans programlarında bu sayı 3. Bu akademisyenlerin unvanının en az yardımcı doçent olması gerekiyor. Yüksek lisans programlarında istenen 2 öğretim üyesinin en az doçent olması şart. Eğer bir program akademisyen sayısı ve unvanı açısından bu kriterleri karşılıyorsa o zaman YÖK açma izni veriyor.

İşte üçkâğıt burada ortaya çıkıyor. Bu da birkaç yolla yapılıyor.

Bunlardan biri emekli olan akademisyenlere ayda ortalama 3 bin TL teklif ediliyor ve ismi o programın açılması için akademisyen kadrosu içine yazılıyor. İş o boyuta geliyor ki programı açabilmek, yeter akademisyen sayısını tutturabilmek için örneğin siyaset bilimci hoca, sivil havacılık kadrosunda gösteriliyor. Bir başka yöntem ise üniversite ile yollarını ayıran akademisyenlerin isimlerinin YÖKSİS’ten silinmemesi. Kadroda olmayan isimler “kadroda” gösteriliyor.

Üçkâğıdın bir başka boyutu ise YÖK Akademik Arama’da ortaya çıkıyor. Bu isteyen herkesin dışarıdan girebildiği bir sistem. Burada üniversitelerin isimlerini tıkladığınızda akademik kadrolarını görüyorsunuz. Ancak bu kadroların içinde geçmişte o üniversitede ders vermiş, günümüzde artık o kadroda yer almayanlar da var. Aynı durum üniversitelerin web sayfasında da görülüyor. Eski kadrolar bugünün kadroları gibi duruyor.

Oysa öğrenciler işte bu “olmayan” kadrolara bakarak, üniversite tercihi yapıyor. Bu yüzden tercih yapacak adaylara tavsiyem: Üniversitelerin web sayfalarında görünen hocaların gerçekten orada olup olmadığını araştırın.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp